yanımızda senin yerine Muhammed olsaydı, onun boynunu vursaydık, sen de ailenin yanında olsaydın!” dedi. Ebû Süfyân"ın bu sözleri karşısında Zeyd"in duruşu netti: “Vallahi ben ailemle otururken bile, şu anda bulunduğu yerde Muhammed"in (sav) canını yakacak bir dikenin batmasını dahi istemem.” Bunun üzerine Ebû Süfyân, “Muhammed"in ashâbının onu sevdiği kadar sevilen hiç kimse görmedim!”5 diyerek Hz. Peygamber"e duyulan sevgiyi itiraf etti.
Hz. Muhammed"in (sav), düşmanlarını dahi imrendiren bu saygınlığı, ashâbından gördüğü bu ilgi ve alâka kuşkusuz tek taraflı değildi. Müminlere kendi canlarından daha yakın6 olduğunu söyleyen,7 şefkat ve merhamet kanatlarıyla onları kuşatan8 Rahmet Elçisi (sav), ashâbına son derece düşkündü.9 Aynı şekilde bu sevginin bir yansıması olarak ashâb-ı kirâm da inançları uğruna canlarını ve mallarını feda etmekten çekinmediler. Sahâbenin, Hz. Peygamber"le konuştuklarında dillerinden düşürmedikleri “Anam babam sana feda olsun!” ifadesi,10 aralarındaki sevgi, saygı ve bağlılığın açık bir göstergesiydi. Yeri geldiğinde kanları da buna şahitlik etmişti.
Yukarıda zikri geçen Medineli sahâbî Zeyd b. Desinne olayının da işaret ettiği gibi sahâbenin peygamber sevgisi imanla doğrudan ilişkiliydi. Müminlerin birbirlerini sevmeleriyle, iman arasında bir bağlantı olduğuna dikkat çeken Allah Resûlü,11 “Sizden biriniz, beni anne-babasından, çocuğundan ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe (tam anlamıyla) iman etmiş olmaz.” 12 buyurmuştu. O yüzden bir mümine, Resûlullah"ın canından önce, kendi canını düşünmesi yaraşmazdı.13 Nitekim bir gün Hz. Ömer, kendisinin elinden tutmuş olan Resûlullah"a, “Ey Allah"ın Resûlü, muhakkak ki seni canımdan başka her şeyden daha çok seviyorum!” demişti. Hz. Peygamber, “Canımı elinde bulundurana yemin ederim ki beni canından da çok sevmedikçe olmaz!” buyurdu. Bunun üzerine Hz. Ömer, “Vallahi, şu andan itibaren seni canımdan daha çok seviyorum!” dedi. Bu söz üzerine Sevgili Resûl, “İşte şimdi oldu ey Ömer.” buyurdu.14
Resûlullah"a (sav) olan bu sevgisi ve gönülden bağlılığı nedeniyledir ki onu (sav) ansızın kaybetmesi Hz. Ömer"i bir hayli sarsacaktı.15 İslâm"a girişinden itibaren kalan ömrünün neredeyse tamamını Peygamber Efendimiz ile birlikte geçiren Hz. Ömer"in onsuz yaşadığı yıllar kendisine zor gelecek ve ölmeden önceki son isteği de Allah Resûlü"nün ve yakın dostu Hz. Ebû Bekir"in yanına gömülmek olacaktı.16