Hadislerle İslâm Cilt 6 Sayfa 493

O güne kadar geçen kırk yıllık ömrü boyunca herkes ondan hoşnut idi. “Muhammedü"l-Emîn” yani Güvenilir Muhammed demişlerdi kendisine. Fakat onun Mekkelilerin putlara tapmasından, zulüm, zorbalık ve çeşitli ahlâk dışı davranışlarından hoşnut olduğunu söylemek mümkün değildi. Hiçbir zaman tasvip etmediği ve katılmadığı, dünyayı yeme içmeden, oyun ve eğlenceden ibaret sayan Mekke"deki debdebeli hayattan iyice sıkılmıştı. Onların atalarından intikal eden gelenekleri, câhiliye âdetleri hayatın hemen her alanına bulaşmış olan şirk inançları çekilmez olmuştu. Yaşı kemale ermişti ve arayış içerisindeydi. Fakat ne yapacağını, nereye gideceğini de kestirebilmiş değildi. Bununla birlikte o, ne tam olarak aradığı yolu bulabilmiş ne de bu hususta huzura kavuşabilmişti.1 Her ne kadar aklı ve tefekkürü ile putların saçmalığını hissediyor, Mekke toplumunda bildiği ve bulduğu kadarıyla Hz. İbrâhim"in dinine meylediyorsa da henüz şafak sökmemişti. Ne yapacağını, nasıl yapacağını bilmemenin ızdırabını yaşıyordu.2

İşte muhtemelen daha sonra olanları Hz. Peygamber"in kendisinden dinleyen Hz. Âişe onun o günlerdeki hâlini şöyle anlatıyor:

“Allah Resûlü için vahiy, uyurken gördüğü sadık rüyalar ile başlamıştı. Gördüğü her rüya sabah aydınlığı gibi gerçekleşirdi. Sonra ona yalnızlık sevdirildi. Hira dağındaki mağarada inzivaya çekilir orada geceler boyu, evine dönmeksizin ibadet ederdi. Bunun için yanında yiyecek de götürürdü. Sonra Hatice"nin yanına dönüp bir süre için yetecek yiyecek alırdı.

Bu durum Hira dağındaki mağaradayken ona vahiy gelinceye kadar devam etti. Sonunda ona melek geldi ve"İkra"!" (Oku) dedi. O, "Ben okuma bilmem!" cevabını verdi. Peygamberimiz olayı şöyle anlatır: "Melek beni alıp takatim kesilinceye kadar sıktı. Sonra beni bırakıp yine, "İkra"!" (Oku) dedi. Ben ona, "Okuma bilmem!" dedim. Beni alıp ikinci defa takatim kesilinceye kadar sıktı. Sonra beni bırakıp tekrar, "İkra"!" (Oku) dedi. Ben yine, "Okuma bilmem!" dedim. Nihayet beni alıp üçüncü defa sıktı. Sonra beni bırakıp (Kur"an"ın ilk vahyedilen âyetlerini okuyarak), "Yaratan Rabbinin adıyla oku! O insanı embriyodan (alak) yarattı. Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir. Ki O, kalemle öğretti. İnsana bilmediğini O öğretti." 3 dedi." Bunun üzerine Resûlullah yaşadığı bu ilk vahiy

    

Dipnotlar

1 Duhâ, 93/7.

وَوَجَدَكَ ضَٓالًّا فَهَدٰىۖ ﴿7﴾

2 “Muhammed”, DİA, XXX, 410.

3 Alak, 96/1-5.

اِقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذ۪ي خَلَقَۚ ﴿1﴾ خَلَقَ الْاِنْسَانَ مِنْ عَلَقٍۚ ﴿2﴾ اِقْرَأْ وَرَبُّكَ الْاَكْرَمُۙ ﴿3﴾ اَلَّذ۪ي عَلَّمَ بِالْقَلَمِۙ ﴿4﴾ عَلَّمَ الْاِنْسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْۜ ﴿5﴾