İsnat edilen bu çirkin suç ile Hz. Âişe"nin hiçbir ilgisi olmadığını ise ancak inen âyetler33 aracılığıyla öğrenebilmişti.34
Israrla kendisinden çeşitli dünya malları istemelerinden dolayı eşlerine gücenen Hz. Peygamber, bir çardağa çekilmiş ve yirmi dokuz gün boyunca onlardan ayrı yaşamıştı. Neticede eşlerinin dünya menfaati ile Allah"ın rızası ve âhiret arasında tercih yapmalarını isteyen âyetlerin inmesi üzerine35 hanımları hatalarını anlamış, nedamet içerisinde Allah ve Resûlü"nü tercih etmişlerdi.36
Diğer insanlar gibi Hz. Peygamber de sevinir ve neşelenirdi. Kâ"b b. Mâlik, “Resûlullah (sav) sevindiği zaman, yüzü parlar, sanki bir ay parçası gibi olurdu. Biz, onun sevincini yüzünden anlardık.” demektedir.37 Zaman zaman insanlarla ilişkilerinde mizaha yer vermekten kaçınmayan Resûlullah, güzel ve düzeyli şakalar yapar ama bunları yaparken de hakikatten ayrılmamaya özen gösterir,38 şakasına yalan karıştırmazdı.39 Daha çok kelime oyunu şeklinde mecazlı, kinayeli ifadelerden oluşan ve mantığa dayanan esprilerini bazıları anlayamazken,40 onun bu yönünü iyi bilen bazı sahâbîler ise mukabil şakalar yaparlardı.41 Fakat Hz. Peygamber"in bu yönünü bilmeyenler onun şaka yaptığını görünce şaşırmışlar ve “Ey Allah"ın Resûlü! Sen de bizimle şakalaşıyorsun (öyle mi)!” demişlerdi de o, “Ama ben ancak hakikati söylerim.” 42 diyerek cevap vermişti.
Hz. Peygamber ile sahâbe arasındaki sohbet, muhabbet ve samimi ilişkiyi anlatan Câbir b. Semüre"nin belirttiğine göre, Resûlullah (sav) sabah namazını kıldıktan sonra güneş yükselinceye dek namaz kıldığı yerden kalkmazdı. Ancak güneş doğduğunda kalkardı. Bu arada sahâbe onunla birlikte konuşurlar, mescitte şiirler okurlar, câhiliye döneminde yaptıklarını anarlar ve gülerler, o da tebessüm ederdi.43
Evet, Allah Resûlü de gülerdi ama kendinden geçercesine kahkaha atmazdı. O, daima güler yüzlüydü ve gülüşü de hep tebessüm şeklindeydi. Hatta bazı sahâbîler, Resûl-i Ekrem"in çeşitli vesilelerle biraz fazlaca gülümsedikleri anları, “O kadar ki azı dişleri gözüktü.” şeklinde tasvir etmekteydiler.44 Efendimizi en yakından tanıyan Hz. Âişe, onun gülümsemesini şöyle anlatır: “Ben, Resûlullah"ın (sav) küçük dili görünecek kadar güldüğünü görmedim. O, yalnızca tebessüm ederdi.”45
Hz. Peygamber"in hayatından aktarılan bu kesitler açıkça göstermektedir ki bir beşer olan Allah Resûlü, duyguları olan her insan gibi davranmış ve çeşitli durumlarda farklı duygusal tepkiler vermiştir.