söz konusu olduysa bu olumsuzluklar karşılığında kıyamet günü onları Allah"a yakınlaşma, arınma ve rahmet vesilesi yapması için Rabbine dua etmişti.26 Ancak onun dile getirdiği bu tür davranışları az sayıda ve istisnaî durumlar olsa gerektir. Zira Kur"an"da, “Allah"ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet; bağışlanmaları için dua et.” 27 buyrulmaktadır.
Hz. Peygamber, kendi nefsine yönelik haksızlıklar karşısında sabrederdi. Fakat Allah ve kulların hukuku söz konusu olduğunda daha hassas davranmakta hatta bunun korunması adına sert çıkışlar yapabilmekteydi. Bir defasında Muâz b. Cebel (ra) namaz kıldırırken Bakara sûresini okumuş, namazı fazla uzatmıştı. Bundan dolayı cemaatten ayrılıp namazını tek başına kılan bir şahıs, daha sonra onu Hz. Peygamber"e şikâyet etmişti. Bunun üzerine Resûlullah (sav), “Muâz ! Sen insanların sabrını mı deniyorsun!” 28 diyerek Muâz"ı sert bir şekilde azarlamıştı.
Fakat burada şunu da hatırlatmalıyız ki Resûl-i Ekrem"in kızması bile farklıydı. Tebük Savaşı"ndan geri kalan üç kişiden biri olan Kâ"b b. Mâlik, savaştan dönen Hz. Peygamber"in huzuruna çıkmıştı. Savaşa katılamayışını anlatmak üzere gelmiş, ona selâm vermişti. Hz. Peygamber ile olaydan sonra ilk karşılaştığı bu ânı Kâ"b şöyle tasvir etmiştir: “Resûlullah (sav) bana kızgın bir şekilde tebessüm etti ve “Gel!” dedi...”29
Rahmet Elçisi, en azılı düşmanlarına karşı bile kindar değildi. Mekke"de olsun Medine"de olsun, hasımlarının helâk olmasını değil daima hidayete ermesini istemişti. Mekke"yi fethettiği gün, Mekkelilerden intikam almayı aklından bile geçirmedi ve onları serbest bıraktı.30 Hz. Âişe"nin anlattığına göre, “Resûlullah (sav) kendisi için hiç intikam almamıştı. Ancak Allah"ın haramları çiğnendiği zaman bundan dolayı Allah için intikam alırdı.”31
Allah Resûlü"nün duygulu bir insan olduğunu gösteren bir başka husus da onun eşlerine karşı ilgisi ve sevgisi idi. İlk eşi olan Hz. Hatice"ye karşı olan sevgisini, onun vefatından sonra da korumuş ve hayatı boyunca onu hep hayırla yâd etmişti. O kadar ki en genç eşi olan Hz. Âişe, Hz. Hatice"yi yıllar sonra bile kıskanmadan edemeyecekti.32
Sevgili eşi Hz. Âişe"ye atılan iftira (ifk) hadisesinde, dilden dile dolaşan söylentilerden bir insan olarak Hz. Peygamber de etkilenmişti. Konuyu yakın çevresiyle istişare etmiş, bir eş olarak zor ve endişeli günler geçirmişti.