Hadisi rivayet eden Abdullah b. Mes"ûd, Hz. Peygamber"i o güne kadar şahit olmadığı bir kızgınlık içersinde, “Ey insanlar! Sizler nefret ettiriyorsunuz. Her kim insanlara namaz kıldırırsa namazı hafifletsin. Çünkü cemaatin içinde hasta olanlar, zayıf olanlar ve iş güç sahibi olanlar vardır.” 50 şeklinde hitap ederken gördüğünü belirtmiştir. Yine Allah Resûlü, zor seferlerden biri olan Tebük Seferi için Müslümanların hazırlık yapmalarını istemiş ancak üç sahâbî bu sefere herhangi bir mazeretleri olmadığı hâlde katılmamışlardı. İnanç ve ibadet noktasında bir ihmalleri olmayan bu sahâbîlerin zor günde sefere katılmamalarına Hz. Peygamber çok üzülmüştü. Sefer dönüşünde Allah"ın emri gelinceye kadar hiçbir kimsenin bu insanlarla konuşmamasını istemişti. Onların yaptıkları hatayı anlayıp pişman olmalarından ancak elli gün sonra, Allah Resûlü onlarla konuşmaya başlamıştı.51
Peygamber Efendimiz insanları terbiye edip eğitirken konuşma üslûbuna da çok dikkat ederdi. Hz. Âişe, Peygamber Efendimizin üslûbunu şöyle anlatıyordu: “Resûlullah (sav) sizin gibi böyle hızlı konuşmazdı. Aksine yanındakilerin ezberleyebileceği kadar tane tane ve yavaş konuşurdu.”52 Hatta “Bir olayı anlattığı zaman isteyen kişi onun sözlerini sayabilirdi.”53 Önemli gördüğü hususları tekrarlardı.54 Bazen de dikkatleri toplamak için sadece giriş cümlelerini tekrarlardı. Bir gün, “Burnu yere sürtülsün! Burnu yere sürtülsün! Burnu yere sürtülsün!” buyurarak söze başlamıştı. Ashâb hemen meraklanmış, “Kimin yâ Resûlallah?” diye sormaktan kendilerini alamamışlardı. Bunun üzerine Allah Resûlü, “Yaşlı anne babasına veya birine yetişip de onlardan dolayı cennete girmeyenin!” buyurmuştu.55
Zaman zaman ashâbına isimleriyle seslenir, “Buyur ey Allah"ın Resûlü.” cevabını alırdı. Aynı şekilde seslenir, aynı cevabı alır, bunu birkaç defa tekrarlardı. Bu şekilde muhataplarının dikkatlerini topladıktan sonra söyleyeceklerini anlatırdı.56 Önemli konuları bütün cemaate toplu olarak anlattığı gibi tek tek isim söyleyerek anlattığı durumlar da olurdu.57
Resûlullah (sav), eğitiminin bir parçası olarak kadınlara özel zaman ayırırdı. Nitekim Buhârî, “İlim İçin Kadınlara Özel Bir Gün Tahsis Edilir mi?” başlığı altında şu hadise yer verir: Bir gün bir kadın Resûlullah"a (sav) gelerek, “Yâ Resûlallah! Erkekler senin sözlerini rahatça dinliyor. Bize de bir gün ayır, o gün sana gelelim; Allah"ın sana öğrettiklerinden bize öğretirsin.” dedi. Resûlullah (sav), “Şu gün toplanın.” buyurdu. Bunun üzerine kadınlar toplandılar. Resûlullah (sav) onların yanına gelerek Allah"ın kendisine öğrettiklerinden onlara öğretti.58