Hadislerle İslâm Cilt 6 Sayfa 651

Aslında böylesi siyasî ihtilâflar Ebû Zerr"in muhalif tavrından önce, Hz. Peygamber"in vefatı ile birlikte başlamıştı. Hz. Peygamber (sav) vefat edince Benî Sâide çardağında bir grup Medineli toplanıp ensardan bir sahâbî olan Sa"d b. Ubâde"nin yönetim işini üstlenmesi gerektiği görüşü üzerinde istişare etmeye başlamış, Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer"in de içinde bulunduğu bir grup muhacirin yanlarına gelmeleriyle kimin idareci olacağı konusunda tartışmalar yaşanmıştı. İki gruptan da birer emir seçilmesini teklif edenler olmuş ancak ihtilâfın büyümesinden endişe eden Hz. Ömer"in, Hz. Ebû Bekir"e biat etmesiyle sorun çözülmüştü. Ensarın ve muhacirin topluca Hz. Ebû Bekir"e biati, Resûlullah"tan sonra yaşanan ilk ciddi ihtilâfın gönül birliğiyle sona erdirilmesi anlamına geliyordu.51

İlerleyen yıllarda siyasî ve askerî çatışmalara dönüşen ihtilâflar da yaşayan sahâbenin düştüğü bu ayrılık, insan gerçeğini ortaya koymaktadır. Bu gerçek, her insanın ilgi alanları, mizacı, kişiliği, ön kabulleri, ön yargıları, kavrayış ve zekası gibi kendi sahip olduğu özellikler ile yetiştiği çevreden kaynaklanan birtakım unsurlar neticesinde olayları farklı farklı değerlendirmesidir. Fıkhî, kelâmî veya siyasî olsun tüm bu ihtilâflar bir bakıma insanın fikrî zenginliğini de ortaya koyar. Nitekim ümmetin ihtilâfının bir rahmet olduğunu müjdeleyen rivayet de52 fıkhî, fikrî ve ictihadî konulardaki farklılıkların bir zenginlik ve insanlar için bir kolaylık olduğunu göstermektedir. Ayrıca Hz. Peygamber, “Hâkim, hüküm verirken ictihad eder (gücü nispetinde çaba sarf eder) de sonunda isabetli karar verirse, iki sevap kazanır. Eğer ictihad eder de sonunda hata ederse, bir sevap kazanır.” 53 buyurarak bu ihtilâfların olağan karşılanması gerektiğine dikkatleri çekmiştir.

Peygamber Efendimizin ashâbı da kimi zaman ihtilâfa düşmüş, meseleleri tartışmış, farklı görüşler ortaya koymuş ve bu farklılıkları da doğal karşılamışlardır.54 Çünkü İslâm, bölünmelere karşıdır ve İmam Mâlik"in dediği gibi, “Âlimlerin ihtilâfı Yüce Allah"ın bu ümmete bir rahmetidir. Herkes kendisince doğru olana uymaktadır, herkes doğru yoldadır ve herkes Allah"ın rızasını aramaktadır.”55

    

Dipnotlar

51 B6830 Buhârî, Hudûd, 31.

حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنِى إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ صَالِحٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ بْنِ مَسْعُودٍ عَنِ ابْنِ عَبَّ

52 CU1/182 İbnü’l-Esîr, Câmiu’l-usûl, I, 182

الجلوس على وقار وهيبة ، ثم حدث ، فقيل له في ذلك ، فقال : أحب أن أعظِّم حديث رسول الله - صلى الله عليه وسلم - . ومر يومًا على أبي حازم وهو جالس ، فجازه ، فقيل له ، فقال : إني لم أجد موضعًا

53 M4487 Müslim, Akdiye, 15.

حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى التَّمِيمِىُّ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُحَمَّدٍ عَنْ يَزِيدَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أُسَامَةَ بْنِ الْهَادِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ بُسْرِ بْنِ

54 DM2903 Dârimî, Ferâiz, 3

أَخْبَرَنَا سَعِيدُ بْنُ عَامِرٍ أَخْبَرَنَا شُعْبَةُ عَنِ الْحَكَمِ عَنْ عِكْرِمَةَ قَالَ : أَرْسَلَ ابْنُ عَبَّاسٍ إِلَى زَيْدِ بْنِ ثَابِتٍ أَتَجِدُ فِى كِتَابِ اللَّهِ لِلأُمِّ ثُلُثُ مَا بَقِىَ؟ فَقَ

55 KH1/66 Aclûnî, Keşfü’l-hafâ, I, 66.

للقاري أن السيوطي قال : أخرجه نصر المقدسي في الحجة والبيهقي في الرسالة الأشعرية بغير سند ورواه الحليمي والقاضي حسين وإمام الحرمين وغيرهم ، ولعله خرج في بعض كتب الحفاظ التي لم تصل إلينا ، ثم قال