Hadislerle İslâm Cilt 6 Sayfa 70

çalışmana karşılık, şu iki kızımdan birisini sana nikâhlamak istiyorum. Eğer sen bunu on yıla tamamlarsan, o da senden olur. Ben seni zora koşmak da istemiyorum. İnşallah beni salih kimselerden bulacaksın.” 20 der. Hz. Musa bu teklifi kabul eder.21 Böylece Hz. Musa, kızlarından biri ile evlenmesi ve karnının doyurulması karşılığında sekiz veya on yıl çalışmak üzere Hz. Şuayb ile bir sözleşme yapar.22

Sonunda süre dolar ve Hz. Musa Medyen"den ayrılır. Uzun süre önce terk etmek zorunda kaldığı Mısır"a doğru yola çıkar. Bu kez yanında ailesi de vardır. Tûr civarına geldiklerinde bir ateş görürler. Hz. Musa, yolu sormak ve ısınmak üzere biraz ateş istemek için o tarafa doğru yürür.23 Fakat bulduğu, hiç beklemediği bir şeydir. Ve orada farklı bir ses işitir: “...Ey Musa! Şüphesiz ben, evet, ben âlemlerin Rabbi olan Allah"ım!” 24 “Ben seni kendim için (peygamber olarak) seçtim.” 25

Demek ki artık vakit gelmiştir. Allah Teâlâ, yeryüzünü dolduran şirke, küfre, adaletsizliğe ve zulme karşı bir kez daha peygamber gönderecektir. Bu kutlu görev için seçilen insan ise Musa"dır.

O zaten buna göre yetiştirilmemiş miydi? İşte peygamberlik alâmeti olan vahiy başlamıştı! Yüce Allah onunla konuşmuş, kendisine peygamber olarak seçildiğini bildirmiş, buna dair mucizeler göstermişti. Rabbi Musa"ya şöyle seslenmişti: “Âsânı (yere) at!” 26 Musa, yere attığı âsânın bir yılana dönüşüp hızlı hızlı hareket ettiğini görünce şaşırdı ve korktu. Dönüp kaçmaya başladı. Bunun üzerine Allah, “Ey Musa! Gel, korkma! Zira sen emniyette olanlardansın! Elini koynuna sok (alaca hastalığı gibi) bir hastalık sebebiyle olmaksızın bembeyaz bir hâlde çıksın. Korkudan açılan kolunu kendine çek (toparlan)...” 27 buyurdu.28

Allah Teâlâ daha sonra Hz. Musa"nın bu mucizeleri kimlere karşı kullanacağını da ifade buyurmuştu: “Andolsun ki biz Musa"yı mucizelerimizle ve apaçık bir delille Firavun"a, Hâmân"a ve Kârûn"a gönderdik...” 29

Hz. Musa"ya öncelikle Firavun"a gitmesi ve gerektiğinde kendisine verilen mucizelere başvurması emredildi ve şöyle denildi: “Firavun"a git! Çünkü o, iyice azdı!” 30 “...İşte bunlar (mucizeler), Firavun ve ileri gelen adamlarına (göstermen için) Rabbin tarafından (sana verilen) iki delildir...” 31

Omuzlarına böyle ağır ama bir o kadar da kutsal bir yük alan Hz. Musa, görevini daha iyi yapabilmek amacıyla Rabbinden yardım dilemişti; göğsüne genişlik, işine kolaylık, dilindeki tutukluğa karşı akıcılık vermesini niyaz etmişti. Ve belki de en önemlisi kendi ailesinden, bilip tanıdığı,

    

Dipnotlar

20 Kasas, 28/27.

قَالَ اِنّ۪ٓي اُر۪يدُ اَنْ اُنْكِحَكَ اِحْدَى ابْنَتَيَّ هَاتَيْنِ عَلٰٓى اَنْ تَأْجُرَن۪ي ثَمَانِيَ حِجَجٍۚ فَاِنْ اَتْمَمْتَ عَشْرًا فَمِنْ عِنْدِكَۚ وَمَٓا اُر۪يدُ اَنْ اَشُقَّ عَلَيْكَۜ سَتَجِدُن۪ٓي اِنْ شَٓاءَ اللّٰهُ مِنَ الصَّالِح۪ينَ ﴿27﴾

21 Kasas, 28/28.

قَالَ ذٰلِكَ بَيْن۪ي وَبَيْنَكَۜ اَيَّمَا الْاَجَلَيْنِ قَضَيْتُ فَلَا عُدْوَانَ عَلَيَّۜ وَاللّٰهُ عَلٰى مَا نَقُولُ وَك۪يلٌ۟ ﴿28﴾

22 İM2444 İbn Mâce, Rühün, 5.

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُصَفَّى الْحِمْصِىُّ حَدَّثَنَا بَقِيَّةُ بْنُ الْوَلِيدِ عَنْ مَسْلَمَةَ بْنِ عُلَىٍّ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى أَيُّوبَ عَنِ الْحَارِثِ بْنِ يَزِيدَ عَنْ عُلَىِّ بْنِ رَبَاحٍ قَالَ سَمِعْتُ عُتْبَةَ بْنَ النُّدَّرِ يَقُولُ كُنَّا عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَرَأَ طسم حَتَّى إِذَا بَلَغَ قِصَّةَ مُوسَى قَالَ « إِنَّ مُوسَى صلى الله عليه وسلم أَجَّرَ نَفْسَهُ ثَمَانِىَ سِنِينَ أَوْ عَشْرًا عَلَى عِفَّةِ فَرْجِهِ وَطَعَامِ بَطْنِهِ » .

23 Kasas, 28/29.

فَلَمَّا قَضٰى مُوسَى الْاَجَلَ وَسَارَ بِاَهْلِه۪ٓ اٰنَسَ مِنْ جَانِبِ الطُّورِ نَارًاۚ قَالَ لِاَهْلِهِ امْكُثُٓوا اِنّ۪ٓي اٰنَسْتُ نَارًا لَعَلّ۪ٓي اٰت۪يكُمْ مِنْهَا بِخَبَرٍ اَوْ جَذْوَةٍ مِنَ النَّارِ لَعَلَّكُمْ تَصْطَلُونَ ﴿29﴾

24 Kasas, 28/30.

فَلَمَّٓا اَتٰيهَا نُودِيَ مِنْ شَاطِئِ الْوَادِ الْاَيْمَنِ فِي الْبُقْعَةِ الْمُبَارَكَةِ مِنَ الشَّجَرَةِ اَنْ يَا مُوسٰٓى اِنّ۪ٓي اَنَا۬ اللّٰهُ رَبُّ الْعَالَم۪ينَۙ ﴿30﴾

25 Tâ-Hâ, 20/41.

وَاصْطَنَعْتُكَ لِنَفْس۪يۚ ﴿41﴾

26 Kasas, 28/31.

وَاَنْ اَلْقِ عَصَاكَۜ فَلَمَّا رَاٰهَا تَهْتَزُّ كَاَنَّهَا جَٓانٌّ وَلّٰى مُدْبِرًا وَلَمْ يُعَقِّبْۜ يَا مُوسٰٓى اَقْبِلْ وَلَا تَخَفْ۠ اِنَّكَ مِنَ الْاٰمِن۪ينَ ﴿31﴾

27 Kasas, 28/31-32.

وَاَنْ اَلْقِ عَصَاكَۜ فَلَمَّا رَاٰهَا تَهْتَزُّ كَاَنَّهَا جَٓانٌّ وَلّٰى مُدْبِرًا وَلَمْ يُعَقِّبْۜ يَا مُوسٰٓى اَقْبِلْ وَلَا تَخَفْ۠ اِنَّكَ مِنَ الْاٰمِن۪ينَ ﴿31﴾ اُسْلُكْ يَدَكَ ف۪ي جَيْبِكَ تَخْرُجْ بَيْضَٓاءَ مِنْ غَيْرِ سُٓوءٍۘ وَاضْمُمْ اِلَيْكَ جَنَاحَكَ مِنَ الرَّهْبِ فَذَانِكَ بُرْهَانَانِ مِنْ رَبِّكَ اِلٰى فِرْعَوْنَ وَمَلَا۬ئِه۪ۜ اِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمًا فَاسِق۪ينَ ﴿32﴾

28 Tâ-Hâ, 20/17-22.

وَمَا تِلْكَ بِيَم۪ينِكَ يَا مُوسٰى ﴿17﴾ قَالَ هِيَ عَصَايَۚ اَتَوَكَّؤُ۬ا عَلَيْهَا وَاَهُشُّ بِهَا عَلٰى غَنَم۪ي وَلِيَ ف۪يهَا مَاٰرِبُ اُخْرٰى ﴿18﴾ قَالَ اَلْقِهَا يَا مُوسٰى ﴿19﴾ فَاَلْقٰيهَا فَاِذَا هِيَ حَيَّةٌ تَسْعٰى ﴿20﴾ قَالَ خُذْهَا وَلَا تَخَفْ۠ سَنُع۪يدُهَا س۪يرَتَهَا الْاُولٰى ﴿21﴾ وَاضْمُمْ يَدَكَ اِلٰى جَنَاحِكَ تَخْرُجْ بَيْضَٓاءَ مِنْ غَيْرِ سُٓوءٍ اٰيَةً اُخْرٰىۙ ﴿22﴾

29 Mü’min, 40/23-24.

وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا مُوسٰى بِاٰيَاتِنَا وَسُلْطَانٍ مُب۪ينٍۙ ﴿23﴾ اِلٰى فِرْعَوْنَ وَهَامَانَ وَقَارُونَ فَقَالُوا سَاحِرٌ كَذَّابٌ ﴿24﴾

30 Tâ-Hâ, 20/24.

اِذْهَبْ اِلٰى فِرْعَوْنَ اِنَّهُ طَغٰى۟ ﴿24﴾

31 Kasas, 28/32.

اُسْلُكْ يَدَكَ ف۪ي جَيْبِكَ تَخْرُجْ بَيْضَٓاءَ مِنْ غَيْرِ سُٓوءٍۘ وَاضْمُمْ اِلَيْكَ جَنَاحَكَ مِنَ الرَّهْبِ فَذَانِكَ بُرْهَانَانِ مِنْ رَبِّكَ اِلٰى فِرْعَوْنَ وَمَلَا۬ئِه۪ۜ اِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمًا فَاسِق۪ينَ ﴿32﴾