yine yalnızca Allah"ı razı etmek ve insanların kalbini Allah katındaki tek din olan51 İslâm"a ısındırmak için kullanmış, Rabbinin verdiği nimetlere şükrünü hiç eksik etmemişti. Hz. Süleyman, Rabbine kavuşurken de insanlara mesaj vermişti. Kur"ân-ı Kerîm"de Hz. Süleyman"ın can emanetini Rabbine teslim etmesine rağmen bu durumu anlamayan cinlerin günlerce başlarında Hz. Süleyman varmışçasına çalıştıklarının anlatılması,52 geleceği bildiklerine inanılan cinlerin aslında böyle bir özelliklerinin olmadığı gerçeğini açıkça ortaya koyuyordu.
Hz. Dâvûd ve Hz. Süleyman, hükümdarlığın, zenginliğin ve sahip olunan her türlü değerin Yüce Allah"ın rızasını kazanmak için kullanılması gereken birer nimet olduğunu yaşantılarıyla ortaya koymuşlar, insana verilen nimetlerin Allah Teâlâ"ya yaklaşmak için birer vesile olarak kabul edilmesinin en güzel örneğini yaşantılarıyla göstermişlerdir. Dünyada pek kimseye nasip olmayan şan, şöhret ve yüksek makama sahip olmalarına rağmen onlar, Allah"ın sevgisini kazanmayı amaçlamışlardır. Resûl-i Ekrem (sav) Dâvûd Peygamber"in şöyle dua ettiğini söylemektedir: “Allah"ım! Senden, senin sevgini, seni sevenin sevgisini ve beni senin sevgine ulaştıran ameli isterim. Allah"ım! Senin sevgini, bana kendimden, ailemden ve serin sudan daha sevimli kıl.” 53