Hz. Peygamber gece ateş yakılmamasını emretti.12 Bir süre sonra Hâlid b. Velîd, Müslüman ordusunun geldiğini fark etti ve durumu Kureyş"e haber vermek üzere atını Mekke"ye doğru sürdü.13
Müslümanlar Hudeybiye yakınlarında Seniyyetü"l-Mirar denilen yere geldiklerinde Allah Resûlü"nün devesi çöktü, bir daha hareket etmedi. İnsanlar deveyi yerinden kımıldatmak istedilerse de bunu başaramadılar ve “Kasvâ çöktü, yerinden kalkmıyor.” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Hayır, Kasvâ çökmedi. Onun böyle bir huyu yoktur. Ancak vaktiyle (Ebrehe"nin) fili(ni Mekke"ye bırakmayıp) durduran Allah, şimdi de Kasvâ"yı (şehre girmekten) alıkoydu. Bu canı bu tende tutan Allah"a yemin olsun ki (Kureyşliler) benden Allah"ın mübarek kıldığı şeyleri yüceltecek ne kadar müşkül istekte bulunurlarsa onu onlara vereceğim.” 14
Bu esnada Huzâa kabilesinin reisi Büdeyl b. Verkâ", yanında bir grup adamla çıkageldi. Huzâalılar, öteden beri Resûlullah"ın sırdaşı idiler. Mekke"de olup biten her şeyi gizlice gelip Allah Resûlü"ne bildirirlerdi. Büdeyl, bazı Kureyş kabilelerinin Hudeybiye yakınlarına kadar geldiklerini ve Müslümanlara karşı savaşmaya niyetli olduklarını söyledi. Resûlullah da Büdeyl"e buralara savaşmak için gelmediklerini, amaçlarının umre yapmak olduğunu belirtti. Ama isterlerse onlarla aralarında barış için bir müddet tayin edeceğini söyledi. Çarpışmak isterlerse de ölünceye kadar onlarla savaşmaya hazır olduklarını kararlı bir şekilde ifade etti.15
Büdeyl b. Verkâ", Hz. Peygamber"e, söylediklerini aynen Kureyş"e ileteceğini belirterek Mekke yolunu tuttu. Oraya geldiğinde etrafında toplanan Mekkelilere şunları söyledi: “Ey Kureyş cemaati! Gerçek şu ki Muhammed hakkında acele karar veriyorsunuz. O, savaş için gelmedi. Sadece değerini yüceltmek maksadıyla bu Beyt"i ziyaret için geldi.” 16 Urve b. Mes"ûd, kalabalığın arasından çıkarak, “Bu adam size hayır ve iyilik yolunu gösteriyor. O yolu kabul ediniz! Ve beni ona gönderiniz.” dedi ve bizzat Allah Resûlü ile görüşmek üzere Hudeybiye"ye gitti. Hz. Peygamber, Büdeyl"e söylediklerini aynen ona da söyledi. Urve, görüşme esnasında ashâbın Resûlullah"a göstermiş oldukları sevgi ve saygıdan çok etkilenmiş ve Mekke"ye döndüğünde bunu dostlarına da anlatmıştı. Zira vaktiyle birçok kralın huzuruna elçi olarak kabul edildiği hâlde onlardan hiçbirine Peygamberimiz kadar saygı gösterildiğine tanık olmamıştı. Bu nedenle Urve, “Şimdi Muhammed size güzel bir barış ve iyilik yolu sundu. Bunu kabul edin!” sözleriyle bir kez daha teklifini yineledi.17