Müslümanların sığınak yeri oldu.51 Kısa süre sonra burada bir araya gelen Müslümanlar, Kureyş kervanlarını tehdit eder hâle geldiler. Bunun üzerine Kureyşliler, Resûlullah"tan, “Müslüman olan Mekkelilerin iadesi” ile ilgili maddenin kaldırılmasını talep etmek zorunda kaldılar. Ebû Süfyân"ı görevlendirerek, “Artık Mekke"den Medine"ye kim giderse güvence altındadır.” diye haber gönderdiler.52 Hz. Peygamber vakit kaybetmeden, Ebû Basîr ve cemaatine mektup göndererek Medine"ye gelmelerini istedi. Mektup, Ebû Basîr"e ölüm döşeğinde iken ulaştı. Ebû Basîr, o hâlde mektubu yüzüne gözüne sürerek okumaya başladı. Sonra mektup elinde olduğu hâlde ruhunu teslim etti. Arkadaşları ise onu, vefat ettiği yere gömüp Medine"ye döndüler.53
Hudeybiye günü Müslümanlar, bu antlaşmanın gelecekte ne tür hayır ve iyilikler getirebileceğini kavrayamamışlardı. Hz. Peygamber"in başlangıçta ağır gibi görünen şartları kabul etmesindeki hikmetler, yavaş yavaş ortaya çıkıyordu.
Yıllarca süren düşmanlıklar sonrasında müşriklerle ilk defa bir antlaşma yapılıyordu. Bu barış ortamında insanlar birbirlerinden emin olunca Müslümanlar, inanmayanlarla münasebet kurma, onları dine davet etme fırsatı buldular. Ve belki de en önemli gelişme, o güne kadar Müslümanları tanımayan, Hz. Muhammed"i atalarının dinini ortadan kaldırmak isteyen biri olarak gören Kureyşli müşriklerin, Müslümanları kendileriyle denk bir taraf olarak kabul etmeleriydi. Böylece Medine Site Devleti resmiyet kazanmış oldu.
Allah Resûlü, antlaşmadan tam bir yıl sonra yani hicretin yedinci yılında Hudeybiye tecrübesini yaşamış olan Müslümanların umre için hazırlanmalarını istedi. Zilkâde ayında54 Hz. Peygamber, beraberinde yaklaşık iki bin kişi ile Medine"den yola çıktı.55 Yanlarında silah olarak sadece kılıçları vardı. Müslümanların Mekke"ye doğru geldikleri haberini alan Kureyşliler antlaşma gereği şehri boşalttılar. Üç gün Mekke yakınlarındaki dağlara çekilip56 Müslümanların ne yapacaklarını merakla uzaktan seyre daldılar. Ashâb, Resûlullah"ı müşrikler tarafından gelebilecek tehlikeye karşı sıkı koruma altına almışlardı.57
Allah Resûlü ve ashâbı, Mekke"ye, “Lebbeyk Allâhümme lebbeyk!” (Buyur Allah"ım buyur! Emrindeyim buyur!) nidalarıyla girdiler. Mescid-i Harâm"a geldiklerinde ise Hz. Peygamber, müşriklerin bakışları üzerlerinde olduğu için Müslümanların kuvvetli görünmelerini istiyordu. Bu nedenle,