“Bugün kendisini onlara kuvvetli gösteren kişiye Allah rahmet etsin!” buyurdu.58 Çünkü müşrikler, Müslümanları zayıf ve güçsüz insanlar olarak görüyorlardı. Onun için Peygamberimizin emriyle bütün ashâb, tavafın ilk üç şavtında, sağ omuzlarını açık bırakıp, pazularını ortaya çıkarmışlar, bu hâlde hızlı adımlarla yürüyerek remel yapmışlardı.59
Ertesi gün Efendimiz Kâbe"ye girdi. Öğle vaktine kadar orada durduktan sonra Hz. Bilâl"e, Kâbe"nin damına çıkarak ezan okumasını emretti.60 Allah Resûlü, antlaşma gereği Mekke"de üç gün kaldıktan sonra tekrar Medine"ye döndü.61
Müslümanlar, hâl ve tavırlarıyla müşrikler üzerinde derin tesirler bırakmışlardı. Kureyş"in ileri gelenlerinden Hâlid b. Velîd, Osman b. Talha62 ve Amr b. Âs bu süreçte Müslüman oldular.63 Ayrıca müşriklerle savaş olmayınca, Müslümanlar için zaman zaman tehdit oluşturan Yahudilerin tamamen etkisiz hâle getirilme süreci de başlamış oldu. Artık adım adım iş, İslâm dininin hâkimiyetine doğru gidiyordu.
Hudeybiye Antlaşması, fetihlerin yolunu açmıştı. Antlaşma zamanından bir ay geçmemişti ki Hayber fethedildi ve Yahudilere ağır bir darbe indirildi. Birçok mânevî iltifata nail olan Hudeybiye mücahidleri, Hayber ganimetlerinden pay alarak maddî nimetlere de kavuştular.64 İki yıl sonra ise Müslümanlar, Kureyş müşriklerinin antlaşmayı bozmaları üzerine Mekke"yi fethettiler. Bu süreçte, başta antlaşmada Kureyş"in safında yer alan Süheyl olmak üzere birçok insan, İslâm ile şereflendi.
Hudeybiye, İslâm dininin dışa açılımının adıdır. İçte hâkimiyet gittikçe artarken İslâm, ilk defa resmi bir hüviyetle Arap yarımadasının dışına çıkıyordu. Artık İslâm"ın sesi, Arabistan sınırlarını aşarak Şam"a, Bizans"a, Mısır"a, Irak"a ve İran"a doğru ilerliyordu. Bu anlamda Allah Resûlü, Bizans ve Sâsânî imparatorlarına, Mısır mukavkısına, Habeş necâşîsine mektuplar göndererek, onları İslâm"a davet etmişti.
Antlaşmayı takip eden iki yıl içerisinde İslâm"a girenlerin sayısı, o güne kadarkine eşit belki de daha fazla olmuş,65 en sonunda Mekke"nin fethine on bin kişilik bir orduyla gelinecek duruma ulaşılmıştı. Ayrıca Hudeybiye Antlaşması, devlet olmanın yolunu açan önemli bir adımdır. Başlangıçta Müslümanların aleyhine gibi görünse de getirdiği sonuçlar bakımından lehlerine olan bir antlaşmadır.
Hudeybiye ismi, bize Hz. Peygamber"in ahde vefasını hatırlatır. Zira Ebû Cendel, gözünün önünde babası tarafından zincirlerle Mekke"ye geri