malımıza ortak yaptık.” 55 Konuşmasına devam eden Hz. Peygamber, ensardan olmanın ne kadar faziletli bir durum olduğunu anlatıp şöyle buyurdu: “Ben küfürden yeni kurtulmuş bazı kimselere onların kalplerini (İslâm"a) ısındırmak için (ganimet mallarından) veriyorum. İnsanlar aldıkları mallarla evlerine dönerken siz Allah"ın Resûlü ile evlerinize dönmekten razı değil misiniz? Allah"a yemin ederim ki sizin birlikte dönüp gittiğiniz (Peygamber), onların yanlarında götürdüklerinden daha hayırlıdır.” 56 Medineliler Allah Resûlü"nün bu sözleri üzerine duygulanıp gözyaşı döktüler ve sonunda, “Biz, Allah ve Resûlü"nün taksim ettiği neyse ona razıyız.” dediler.57
Daha sonra Temîmoğulları"ndan münafık olan Zü"l-Hüveysıra adlı birisi haddini aşarak, ganimetler konusunda, “Ey Allah"ın Resûlü! Adaletli ol!” deyince Peygamber Efendimiz çok üzüldü ve “Sana yazıklar olsun! Ben de adaleti gözetmezsem artık kim adaletle iş yapar?” 58 diye karşılık verdi. Ensardan Ma"teb b. Kuşeyr isimli bir bedevî ise59 daha da ileri giderek, “Muhakkak ki bu taksim, Allah"ın rızası gözetilmeyen bir taksimdir!” dedi. Bu sözü işiten Abdullah b. Mes"ûd hemen Allah Resûlü"nün yanına yaklaştı ve Ma"teb"in sözlerini ona aktardı. Hz. Peygamber duydukları karşısında çok kızdı hatta yüzü kıpkırmızı oldu ama serinkanlılığını muhafaza ederek, “Allah"ın rahmeti Musa"nın üzerine olsun! O bundan daha ağır sözlerle hakarete uğradı da sabretti.” buyurdu.60
Allah Resûlü, ganimetleri taksim ettikten sonra Ci"râne"de ihrama girerek umre yapmak üzere Mekke"ye geldi ve umresini yaptı. Mekke"nin fethi günü Müslüman olan, Ümeyyeoğulları"ndan Attâb b. Esîd"i Mekke"de yönetici olarak, Muâz b. Cebel ile Ebû Musa el-Eş"arî"yi de insanlara dinlerini öğretmek üzere muallim olarak bırakıp61 ensar ile birlikte Medine"ye döndü. Allah Resûlü, 28 Zilkâde 8 (16 Şubat 630) tarihinde Medine"ye ulaştı.62 Müşriklerin bu son muhalefetinin de bertaraf edilmesi ile Efendimizin getirmiş olduğu evrensel çağrı, daha geniş alanlara yayılma imkânına kavuşmuş oldu.
Huneyn Gazvesi ve Tâif Muhasarası Müslümanlara birçok ders vermektedir. Huneyn Savaşı"nda o güne kadar görülmemiş kalabalık bir ordu ile sefere çıkan Müslümanlar, sayısal çokluklarına güvenip böbürlenmişler, Allah"ın yardımını unutmuşlardı. Bu yüzden de ilk etapta bozguna uğramışlardı. Bozgundan sonra niceliğin değil niteliğin önemli olduğunu kavradılar. Buradaki keyfiyet lidere itaat, şehâdet bilinci, Allah Resûlü"ne verdikleri söze sadakat ve Allah"ın yardımını dilemekten başkası değildi.