Allah Resûlü, sahip olduğu mallar konusunda vefatından önce herhangi bir vasiyette bulunmamıştı. Vârislerinden bazıları mirastan paylarını almak üzere Halife Hz. Ebû Bekir"e ve Hz. Ömer"e başvurmuşlardı. Resûlullah vefat edince Hz. Peygamber"in eşleri, Hz. Osman"ı Hz. Ebû Bekir"e gönderip Resûlullah"tan kalan miraslarını istemeyi düşünmüşlerdi. Bunun üzerine Hz. Âişe, “Resûlullah, "Bize mirasçı olunmaz, geriye bıraktığımız ise sadakadır!" buyurmadı mı?” diyerek buna karşı çıkmıştı.1 Diğer bir rivayete göre ise o, “Allah"tan korkmuyor musunuz? Siz Resûlullah"ın, "Bizim mirasçımız olmaz, bıraktığımız sadakadır. Ancak şu kalan mal Muhammed"in ailesinin ihtiyaçları ve misafirlerinin ağırlanması içindir. Ben ölünce ise bu mal, benden sonra yönetimi üstlenecek kimseye aittir." buyurduğunu işitmediniz mi?” demişti.2 Bunun üzerine onlar, Hz. Âişe"nin sözüne razı olarak bu isteklerinden vazgeçmişlerdi.3
Allah Resûlü"nün eşlerinin talep ettiği söz konusu gelirler şu şekilde elde edilmişti: Hz. Peygamber, Allah"ın kendisine tahsis ettiği savaş ganimetlerinin beşte bir hissesine4 ve savaşsız elde edilen fey denilen gayri menkullere sahipti.5 Şahsına mahsus bu mallarda istediği gibi tasarruf hakkı olmasına rağmen o, bu toprakları bile Müslümanların faydasına sunmuştu. Fedek"te bulunan araziyi, ihtiyacı olan yolculara tahsis etmiş, Hayber"deki araziyi ise ikisini Müslümanlar arasında, birini de kendi ailesinin geçimine harcamak üzere üçe bölmüştü.6 Nadîroğulları"nın mallarından, ailesinin bir senelik nafakasını alır, kalan mallarını da Allah rızası için harcardı.7 Acaba Allah Resûlü"nün sahip olduğu bu mülkiyet, onun vefatından sonra ne olacaktı? Kur"an"da ortaya konulan miras hükümleri uyarınca —bütün Müslümanların mallarında olduğu gibi— vârislerine mi taksim edilecekti? Yoksa farklı bir uygulama mı yapılacaktı?
Allah Resûlü"nün eşleri gibi kızı Hz. Fâtıma da bir defasında Hz. Peygamber"in mirasıyla ilgili talepte bulunmuştu. Hz. Fâtıma, Hz. Ebû Bekir"e haber göndererek ondan Allah"ın, Medine ve Fedek"te Resûlullah"a vermiş olduğu feyden payına düşecek mirasını istemişti. Hz. Ebû Bekir, “Şüphe yok ki Resûlullah (sav), "Bize mirasçı olunmaz, geriye bıraktığımız ise sadakadır. Muhammed"in aile fertleri ancak şu maldan yiyebilirler." buyurdu.”