sahiplenerek onunla birlikte bütün sıkıntılara göğüs geren ensar arasında, Hz. Peygamber"in artık kendilerine ihtiyacı kalmadığı izlenimini uyandırdı ve huzursuzluğa yol açtı. İşte bu dönemlerde Hz. Peygamber, “...Eğer (bütün) insanlar bir vadi ve dağ yolunu tutsalar, muhakkak ben ensarın vadisini veya dağ yolunu tutardım.” 77 diyerek İslâm toplumunun inşasında önemli hizmetleri olan ensarın gönlünü aldı. Böylece ganimetten elde ettikleri miktarın, onların İslâm toplumundaki yerini belirlemede bir ölçüt olamayacağını ifade etti. Nitekim Muâz b. Cebel gibi önemli görevlere getirilen birçok şahsın, dönemin en muhtaç kesimi olan Suffe Ashâbı arasından seçilmesi, Peygamberimizin bu konudaki tutumunun göstergelerindendir.78
Risâletin son yıllarındaki gelişmeler, Müslümanların maddî endişelerini tümüyle kaldıracak seviyedeydi. İnsanlar artık kurban etleri gibi gıda ihtiyaçlarını evlerinde rahatça depoluyorlar, açlık endişesi duymuyorlardı.79 Nitekim Sevgili Peygamberimiz barışla ele geçirilen Bahreyn"den düzenli gelirlerin elde edilmesi ile “Vallahi, artık sizin için fakirlikten korkmuyorum.” demiş ve akabinde dünyalık peşine düşüp de birbirlerine girmemeleri hususunda ashâbını uyarmıştı.80 Aslında onun tüketim ve maddî imkânların kullanımı konusundaki ikazları bundan ibaret değildi. Dönemin para birimi olan ve ticarî hareketliliği sağlayan altın ve gümüşün ev eşyası yapımında kullanılması,81 erkeklerin ipekli elbiseler giyerek veya altın takılar kullanarak82 abartılı tüketime yönelmeleri gibi durumları tasvip etmedi. Resûlullah"ın ekonomi siyaseti ve tüketim hususundaki ikazları ilk dönem İslâm toplumunu şekillendirmiş, Resûlullah"ın vefatından önce Mekke ve Medine"de daha önceleri görülmeyen tarzda ev döşemelerinden, kat kat elbiselerden yahut gündelik hayatın çehresini değiştiren aşırı tüketim alışkanlıklarından uzak durulmuştur.
İslâm toplumu yirmi üç yıllık risâlet döneminde çok büyük değişimler geçirdi. Şartlar ve imkânlar yıldan yıla farklılaştı ancak toplumun maddî imkânları daima güvenliğin teminine ve genel hayat şartlarının iyileştirilmesine seferber edildi. Resûlullah"ın vefatından önceki son birkaç yılda sağlanan nispi refah, hayat standartlarında iyileşmeyi beraberinde getirdiyse de toplumun yapısını değiştirmedi, dengeleri sarsmadı. Bu dönemlerde ne sınıf atlayan zümreler ne de toplum içerisinde zengin-fakir ayrımını derinleştirecek uçurumlar ortaya çıktı. Zira Sevgili Peygamberimizin rehberliğinde insanlara sunulan İslâm"ın değerler sistemi sayesinde hayat şartları iyileşti. Hak ve adalet zeminine oturan, infak ve