Tabi bu şehirleri mübarek kılan “Şerefü"l-mekân bi"l-mekîn.” sözünde olduğu gibi içerisinde yaşayan insanlardır. Mekke kıymetlidir çünkü içinde nice peygamberler ve son olarak da Hz. Peygamber yaşamıştır. Dahası müminlerin kıblesi, Allah"ın evi Kâbe Mekke"dedir. Medine kıymetlidir. Çünkü Medine Hz. Peygamber"in şehridir. O, Medine"ye hicret etmiş, Medine"yi kıymetlendirmiştir. Yesrib"i Medine yapmıştır. Artık Medine"nin dağı taşı harem hâline gelmiştir. Dahası vefatından sonra da kabrinin bulunduğu yer müminlerin ziyaretgâhı hâline gelmiştir. Yalnız bu iki şehir değildir tabi kıymetli olan. Kudüs de vardır Allah Resûlü"nün dilinden düşmeyen şehirler arasında…
Allah"ın Resûlü, “Yeryüzünde ibadet için sadece üç mescidin yoluna düşülür: Kâbe, Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aksâ.” derken65 mekânı ve zamanı iman kabında eriten üç şehrin hikâyesine dikkat çeker. Mekke"ye, Medine"ye ve Kudüs"e cennetin kokusu sinmiştir. Peygamber, “Hurma ve kaya cennettendir.” der.66 Bu sözüyle belki de o, hurma ile belirginleşen Medine"yi ve Mi"rac"da mânevî bir üs olan ve kaya ile anılan Kudüs"ü yâd etmektedir.
Mi"rac sonrası, inançsızlar, “Kudüs"e gittiğini ispat et.” dediklerinde Hz. Peygamber"in, Mekke"deki Hicr"den, Mescid-i Aksâsı"nı anlattığı Kudüs!67 Hicr"den Kudüs"ü seyretmek! Sadece Allah"ın dilemesiyle olan mucizeye muhatap şehirler! İsrâ"nın ve Mi"rac"ın ilk menzilleri Mekke ve Kudüs! Tevhidin ilk mescitleri Mekke ve Kudüs! Gecenin zifirî örtüsünü üstlerine örttüğü bir anda, Hz. Peygamber"in, Sidretü"l-müntehâ"daki renk haleleriyle karanlığını dağıttığı Mekke ve Kudüs!68
Süleyman Mâbedi"nin kubbesinden havalanan Hüdhüd"ün kanat seslerini Mekke"de ebâbîl, Tih"te bıldırcın, Mi"rac"da Burak olarak duyarız. Sonunda tüm arz, yatay ve dikey boyutlarla şehrin siluetinde birleşir. Allah Resûlü"nün şehir algısında sadece bu üç şehir de yoktur. Onun sözlerinde insanlık şehir şehir mahşere akar. Onun, “Allah"ım, bize Şamımızı bereketli kıl! Allah"ım, bize Yemenimizi bereketli kıl!” 69 buyurması bundandır.
Üsâme, Hz. Peygamber"in vasiyeti üzere ordusuyla Filistin"de Übnâ"ya baskın yaparken,70 Hz. Ali, “lânetli” diyerek Bâbil topraklarında atını dörtnala sürerken71 hep Peygamber Efendimizin bu iki şehrine özlem vardır. Sözlerin kalpten dudaklara dökülüşü gibi, susamış dudaklara suyun akması gibi İslâm Mekke ve Medine"den Yemen"e, Şam"a, Irak"a, Mısır"a ve İstanbul"a akmalıdır. Peygamber, “Yemen bir gün fethedilecek.” dememiş midir?