hakkındaki sevgi dolu şu sözü, onun çevreye bakışını göstermesi açısından önemlidir. Tebük Gazvesi dönüşünde Medine"ye yaklaştıklarında karşıdan Uhud dağı görününce Hz. Peygamber"in dudaklarından şu söz dökülüvermiştir: “İşte bu Tâbe"dir (iyilik ve güzellik şehridir).Bu da Uhud"dur, öyle bir dağdır ki o bizi sever biz de onu severiz.” 41
Sevgili Peygamberimiz, yeryüzünün bir parçası olan toprağı, hem maddî mânevî temizlenme ve arınma aracı hem de ibadet yeri olarak görmüştür. Nitekim kendinden önceki peygamberlere verilmeyip de sadece kendisine verilen hususları saydığı bir hadiste o (sav), “Benim için yeryüzü temiz ve namaz kılmaya uygun kılınmıştır” 42 buyurur. Nitekim namaz ancak su ile abdest alınarak veya su bulunmadığında toprakla teyemmüm edilerek kılınır. Diğer dinlerde ibadetler sadece mâbetlerde yapılırken İslâm"da namaz yeryüzünün her yerinde kılınabilmektedir.
Yeryüzünün temiz tutulması, bu temiz hâlin devam ettirilerek kirletilmemesi, özellikle insanların yaşadığı şehirlerin, köylerin, mahallelerin, caddelerin ve sokakların tertemiz olması hem insan sağlığı hem tertip ve düzen hem de güzellik ve estetik açısından önemlidir. Nitekim Sa"d b. Ebû Vakkâs"tan nakledildiğine göre, Hz. Peygamber, “Evlerinizin önlerini temiz tutunuz.” buyurmuştur.43 Bu bağlamda Allah Resûlü tarafından anlatılan şu kıssa dikkat çekicidir: “Bir adam yol üzerinde dikenli bir dala rastladı: "Vallahi, bunu Müslümanlardan uzaklaştırayım da onları rahatsız etmesin!" dedi. Bu sebeple cennete konuldu.” 44 Peygamber Efendimizin bu konudaki hadisleri, günümüzde genellikle kamu hizmeti olarak algılanan sokak ve caddelerin temizliğine gerçekte her ferdin katkı sağlaması gerektiğini göstermektedir. Hz. Peygamber, “Rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmak sadakadır.” 45 buyurmak suretiyle, çevrenin tertip ve düzenini sağlamanın ecir kazandıracağını belirtmiş; hatta bu konuyu imanla ilişkilendirerek, “İman yetmiş yahut altmış küsur şubedir. En üst derecesi lâ ilâhe illâllâh (Allah"tan başka ilâh yoktur) sözü, en alt derecesi ise yolda insanları rahatsız eden bir şeyi kaldırıp atmaktır...” 46 buyurmuştur.
Hz. Peygamber, temizliğin her türlüsüne önem verdiği gibi mescit ve camilerin temizliğine de ayrı bir özen gösterirdi. Nitekim bazen mescit içinde gördüğü pislikleri bizzat temizler,47 camilerin temizlenmesini ve güzel kokuyla bezenmesini isterdi.48
Hz. Peygamber, oğlu İbrâhim"in cenazesinde, mezarın içinde düzeltilmemiş hafif bir yarık gördü ve bunun derhâl düzeltilmesini emretti.