Bu düzeltmenin ölüye fayda edip etmeyeceğinin sorulması üzerine, “Aslında bu, ölüye ne fayda ne de zarar verir, sadece sağ olanın gözünü rahatsız eder.” 49 buyurdu. Peygamberimizin bu tavrı, çevrenin güzelleştirilmesine verdiği önem açısından “kabrin içinde bile düzene ve güzelliğe özen gösterilmesi gerekiyorsa, diğer yerlerde çok daha fazlası gerekir” anlayışını içermektedir.
Sevgili Peygamberimizin dilinde insanın her varlığa karşı olduğu gibi yeryüzüne ve toprağa karşı da sorumlulukları bulunmaktadır. Bu bağlamda Hz. Peygamber, toprağın ekilmeksizin boş bırakılmasını hoş karşılamamış, “Kimin tarlası varsa onu eksin. Kendisi ekmezse onu (din) kardeşine ektirsin.” 50 buyurmuştur. Bir başka hadiste ise “Her kim ölü bir toprağı (bakımını sağlayarak) ihya edecek olursa bundan dolayı ecir kazanır. Hayvanlar ondan yararlandıkça kendisine sadaka yazılır.” 51 buyurmak suretiyle Müslümanları toprağı işleyerek korumaya teşvik etmiştir. Tüm bu rivayetler, toprağın işlenmesini öngörmekte ve bu şekilde davranmanın çevreye katkı anlamı taşıdığını vurgulamaktadır. Özellikle çarpık kentleşme neticesinde verimli tarım arazilerinin beton yığınına dönüştürüldüğü günümüzde, Hz. Peygamber"in bu tavsiyelerine ne kadar çok muhtaç olduğumuz ortadadır.
Çevre açısından bakıldığında, insan hayatında toprak kadar değerli başka bir varlık da sudur. Ölü toprağın canlanması, yemyeşil olması, hayvanların ve insanların su ihtiyacını karşılayabilmesi için gökten tertemiz suyu indiren Allah"tır.52 Allah, bütün canlıları sudan yaratmış53 ve insana suya bağımlı bir hayat vermiştir.
Allah Resûlü de yağmuru gördüğünde, “(Bu su) Rabbi tarafından az evvel yaratıldı.” 54 buyurarak insanlara su nimetinin değerini hatırlatırdı. Resûl-i Ekrem, suyun Allah"tan gelen bir bereket olduğunu belirterek55 yemek duasında, “Bizi suya kandıran Allah"a hamdolsun!” 56 sözleriyle şükrünü eda ederdi.
Abdest ve gusül gibi ibadetlerde de kullanılan su, Hz. Peygamber"in dualarında, “...Allah"ım! Beyaz elbisenin kirden arındığı gibi beni de günahlardan arındır! Allah"ım! Benim günahlarımı su, kar ve dolu ile yıka!” 57 cümleleriyle yer alıyordu.
Çevrenin aslî unsurlarından olan suya karşı insanın pek çok sorumluluğu bulunmaktadır. Çünkü su hayattır, gelişigüzel harcanabilecek bir ihtiyaç maddesi değildir. Nitekim bir gün Sa"d b. Ebû Vakkâs abdest alırken Resûlullah (sav) onun yanından geçmiş ve “Bu israf nedir?” diye sormuştu. Sa"d, “Abdestte israf olur mu?” deyince Resûlullah (sav),