“Biz bir mahallede yaşarken nüfusumuz da servetimizde yerindeydi. Ama başka bir yere taşınınca orada hem aramızdan ölenler oldu; hem de servetimiz azaldı.” der, Allah Resûlü, “Madem bu kadar uğursuz bir yer, ayrılın oradan.” buyurur.15 Bu bağlamda İbn Haldûn, bu anlamda, şehirler kurulurken, seçilen yerlerin havası temiz, suyu bol, mera ve tarım alanlarına yakın yerler olması gerektiğine dikkat çeker. “Zira hava akımlarına açık olmayan yerlerde türlü hastalıklar baş gösterir.” der.16
Peygamberimiz, “Evin kötü olması nedir?” diye soran Esmâ bnt. Umeys"e, “Alanının dar, komşusunun kötü olmasıdır.” 17 şeklindeki cevabıyla, mesken tercihinde önemli bir noktaya daha dikkat çekmiştir. İyi insanlarla komşu olma imkânı olan evde oturmayı tercih etmek, insanın kendini, rahat, güvenli ve huzurlu hissedebilmesi için oldukça önemlidir.
Peygamber Efendimizin sözleri İslâm mimarisindeki ev modelinde belirleyici olmuştur. Medine"de Peygamberimizin döneminde zengin Yahudilere ait bazı kaleye benzeyen evlerin yanı sıra18 iki katlı evler de bulunmaktaydı. Medine"deki Müslümanlara ait evlerin gerek tuvaletlerinin yönü,19 gerekse tefrişatı gibi konularda İslâm"ın hayat görüşünü yansıtan yapılar olduğu söylenebilir.
Hz. Peygamber, sözlü yönlendirmelerinin yanı sıra yerleşim birimlerinde evlerin ve diğer konaklama mekânlarının tespitiyle de bizzat ilgilenmiştir. Medine"de Osman b. Maz"ûn ve kardeşlerinin evinin yerini belirlemiş, inşaatında yardımcı olmuştur.20 Aynı şekilde Efendimiz, hac esnasında, Mina"da muhacir ve ensârın konaklayacakları yerleri tespit etmiş21 ve Medine çarşısının kurulacağı yeri göstermiştir.22 Bir sefer esnasında askerlerin evleri daralttıklarını, yolları kestiklerini duymuş ve bunu yasaklamıştır.23 Ara sokaklar konusunda ihtilâfa düşüldüğünde genişliğin 7 zirâ" yani 3,5-4 m. olması gerektiğini belirtmiştir.24 Bu hüküm evlerin arasındaki mesafeler hakkındadır. İki ev arasında yol bırakmak istendiğinde gelip geçenlere ve yük taşıyanlara zarar verilmemesi gibi dönemin şartları göz önünde bulundurularak genişliğin yine en az 7 zirâ" olması öngörülmüştür.25 Büyük metropollerin olduğu günümüzde bu rakamı "geniş bir yol" şeklinde anlamak uygundur. Zira yollar, şartlara ve ihtiyaçlara göre belirlenecek ölçülere göre düzenlenebilir.
Peygamber Efendimiz, şehirlerdeki düzensizliğe karşı çıktığı gibi, şehirlere denetimsiz göçü de engellemiştir. Zira her coğrafî bölgenin kaldırabileceği bir nüfus yoğunluğu vardır. Şehirlerin yerleşim imkânının