dikkate alınması ve iskân talebinin yeni şehir ve yerleşim birimleri kurularak karşılanması gerekir. Bu anlamda Hz. Peygamber, Mekke"nin fethinden sonra26 Medine"ye hicret etmek isteyen bir bedevîye izin vermemiş ve ona kendi yurdunda oturmasını, orada çalışmasını tavsiye etmiştir.27 Selimeoğulları"nın yerlerini terk ederek kendisine yakın olmak arzusu ile Medine Mescidi"nin yanı başında yerleşme isteklerini de geri çevirmiştir.28
Bilindiği gibi hac mevsiminde, Müslümanlar dünyanın her bir tarafından hac ibadetini yapmak üzere Mekke"ye gelmektedirler. Dolayısıyla hac mevsiminde Mekke"de olağanüstü nüfus yoğunluğu problemi görülebilmektedir. Hz. Peygamber özellikle hac ibadeti için gelenlerin bu ibadeti tamamladıktan sonra orada sadece üç gün ikamet etmelerine izin vermiştir.29 Bu kısa vize süresi uygulamasının nedeni oradaki konut yetersizliği olabilir. Nitekim Mekke"de bazı evler, hacda yaşanan iskân problemini çözmek için Peygamber Efendimiz ve ilk iki halife döneminde "ücretsiz birer misafirhane" olarak kullanılmıştır.30
O hâlde çeşitli nedenlerle nüfusu kendisine çeken şehirlere göç denetim altına alınabilir. Belli teşvik ve yönlendirmelerle nüfusun ülke geneline yayılması ve sağlıklı yerleşim birimlerinin kurulması sağlanabilir.
Ev yapmak, aile ve toplum hayatının bir gereğidir. Toplumlar coğrafî şartlara, yaşama tarzlarına ve mali güçlerine göre evler yaparlar. Bazıları barakalarda, bazıları mağaralarda, bazısı kayaları yontarak, kimisi de çelik ve betonarme evlerde otururlar. Durum ne olursa olsun her ev şehrin bir parçası olmak zorundadır.
Yeni bir ailenin evlilik yoluyla teşekkül etmesini "ev-lendiler" şeklinde ifade edişimiz, aileyi bir ev çevresinde kümelenmiş bir birlik olarak görmemizdendir. Bizim kültürümüzde ev, yuvadır, baba ocağıdır, ailenin reisi evin direğidir. Ailenin annesi evin hanımıdır. Çocuklarımızın en çok zevk alarak oynadıkları oyun ev-ciliktir. Bizde ev, sadece kendi başına bir konut değildir. Ev, mahalleye açılan bir göz, aileyi bir araya toplayan yuvadır. Peygamber Efendimizin evle ilgili söz ve uygulamaları bizler için bir örnek teşkil etmelidir. Günümüzde ev hayatında çok odalar bir gerekliliktir, yüksek binalar da öyle. Fakat Allah Resûlü"nün yüksek binaların inşa edilmesi konusundaki çekincesi, insanın kendisini komşularından üstün görerek kibre kapılmasının, komşularını güneş ve temiz havadan mahrum bırakmasının önünü almak içindir. Bunda şehrin tevhid ruhuyla