ve masum beden bakımı çabalarından ayrı tutmuştur. Ne var ki özellikle kadını cinsel bir nesne olarak gören, onun tenini ve cinsel cazibesini istismar eden anlayış, bu uğurda beden üzerindeki tasarruflarda sınır tanımamaktadır. Son zamanlarda daha çok cinsel bir saplantı olarak görülen karşı cinslerin birbirlerine benzemeye çalışmaları, insanın haksızca ve sınır tanımadan bedeni üzerinde nasıl müdahalelerde bulunduğunu göstermektedir. Hz. Peygamber (sav) karşı cinslerine benzemeye çalışan erkekleri ve kadınları da kınamış33 hatta kendini kadına benzeten bir kişinin toplumdan uzaklaştırılmasını istemiştir.34
Beden, Allah"ın insana verdiği değerli bir emanettir. İnsanın biricik canına yoldaşlık eder, onun Yüce Yaratıcı"dan yadigâr olan ruhunu taşır. “Biz gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.” 35 buyuran Rabbimiz, insanın var edilişi sırasında meleklerine şöyle seslenmiştir: “Ben kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş balçıktan bir insan yaratacağım. Onu düzenleyip içine ruhumdan üflediğim zaman, onun önünde hemen saygı ile eğilin.” 36 Mümin, bedenine zarar verecek müdahalelerden kaçındığı gibi ona işkence sayılacak, onu takatsiz düşürecek davranışlardan da uzak durur. Öyle ki Resûlullah ibadetler uğruna dahi bedene aşırı yüklenilmemesi yönünde sık sık uyarılarda bulunur. Bu konuda Mucîbe el-Bâhiliyye adındaki bir hanım sahâbînin babası (ya da amcası) ile ilgili olarak aktardığı bir rivayet kayda değerdir. Bu adam bir ihtiyacı münasebetiyle bir gün Hz. Peygamber"e uğrar. Allah Resûlü, ilk başta ona kim olduğunu sorar. Adam, “Beni tanıyamadınız mı ey Allah"ın Elçisi! Ben, bir yıl evvel size gelen Bâhile kabilesine mensup falan kişiyim.” deyince, Hz. Peygamber onu hatırlar ve “Geçen yıl geldiğinde rengin, benzin, vücudun daha iyiydi. Ancak bugün görüyorum ki cılız ve bitkin hâldesin.” der. Adamın, bu zaman zarfında her gününü oruçla geçirdiğini söylemesi üzerine, Allah Resûlü (sav), “Kendine işkence etmeni sana kim emretti!” buyurarak37 ibadet için dahi olsa beden sağlığını tehlikeye atmanın doğru bir davranış olmadığını belirtmiştir. Nebî (sav), benzer bir şekilde oruç tutmak isteyen Abdullah b. Amr b. Âs"a da, “Senin üzerinde bedeninin de hakkı var!” uyarısında bulunmuştur.38 İftar etmeden iki gün peş peşe oruç tutmayı (visal orucunu) men etmesinin39 altında da bedene eziyet etmeme ve bedenin hakkını koruma duyarlılığı yatmaktadır.
Temizlik ve beden bakımı ile ilgili, Peygamber tavsiyelerinden öğrendiğimiz hakikat şudur: Müslüman, ne vücudunu bakımsız bırakıp dağınık ve pasaklı dolaşmalı ne de bakımlı olmak adına yaygın halk tabakalarında