uygun vakit gecenin başlangıcıdır.”, 34 “Ailesinden uzun süre ayrı kalan kimse ailesinin yanına geceleyin ansızın gelmesin!” 35 buyururdu. Aydınlanma ve haberleşme imkânlarının son derece kısıtlı olduğu asr-ı saadet şartlarında Resûlullah"ın bu tavsiyeleri, ailenin huzurunu ve güvenliğini sağlamaya yönelikti. Akşam yolculuktan dönen kimsenin eve gelmeden önce haber göndererek eşine hazırlanma süresi tanıması, evin ve ailenin yolcuyu karşılamaya hazır hâle gelmesi bakımından önem taşıyan nebevî bir edep kaidesi idi.36 İletişim araçlarının geliştiği günümüzde ise seyahatten dönen kimsenin önceden haber vermesi, yukarıdaki sakıncaları ortadan kaldıracaktır. Dolayısıyla Hz. Peygamber"in ilgili yasağı da dönemin kendine özgü şartlarına bağlanacaktır.
Hz. Peygamber, yolculuğa dua ederek çıkar, seyahat esnasında konakladığı yerde ve yolculuktan döndüğünde de Rabbine dua ederdi. Yola çıkacağı zaman bineğine biner, üç defa tekbir getirir, ardından şöyle dua ederdi: “Bunu bizim hizmetimize vereni tesbih ve takdis ederiz, yoksa biz bunlara güç yetiremezdik. Biz elbette Rabbimize döneceğiz. 37 Allah"ım, bu yolculuğumuzda bize iyilik ve takva vermeni, hoşnut olacağın işler yapmamızı nasip etmeni dileriz. Allah"ım, yolculuğumuzu kolaylaştır, uzağı yakınlaştır! Allah"ım, seyahatimizde bizim sahibimiz, gerideki ailemizin ve malımızın vekili de sensin! Allah"ım, yolculuğun yorgunluk ve sıkıntısından, üzüntülü görünüşten, aile ve malımızın kötü hâllere düşmesinden sana sığınırım.” 38
Resûlullah (sav) yolculuk esnasında gece vakti yaklaşınca, “Ey yeryüzü! Benim Rabbim de senin Rabbin de Allah"tır. Senin şerrinden, senin içindekilerin şerrinden, sende yaratılanların şerrinden ve üzerinde dolaşıp duranların şerrinden Allah"a sığınırım. Aslan, yılan ve akrebin şerrinden, burada yaşayanların, doğuran ve doğanların şerrinden Allah"a sığınırım.” buyururdu.39
Sevgili Peygamberimiz yolculuktan döndüğünde ise, “İnşallah Rabbimize tevbe ederek, O"na ibadet ederek ve hamdederek dönüyoruz.” diye dua ederdi.40 Yolculuktan kuşluk vakti döndüğü zaman doğru mescide girer ve iki rekât namaz kılardı.41
Tarih boyunca inananlar, gördükleri baskılar sebebiyle dinlerini serbestçe yaşayabilecekleri yerlere hicret etmişlerdir. Dolayısıyla hicret de bir tür yolculuktur. Kur"ân-ı Kerîm"de, “Kim Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidecek çok yer de bulur, genişlik de.” 42 buyrulmaktadır. Çeşitli rivayetlerde yer alan, “Seyahat edin ki sıhhat bulun.” 43 telkinleri de bu âyet ile paralel beyanlardır. Bazı sıkıntıları olmakla birlikte yapılan yolculukların,