sokuldu ve bana "Ebû Cehil"i tanır mısın?" diye sordu. Ben de, "Elbette tanırım." diye cevap verdim. Bunun üzerine, "Peki bana Ebû Cehil"i gösterir misin?" dedi. Ben, "Ebû Cehil"i ne yapacaksın?" diye sordum. Şöyle cevap verdi: "Duydum ki o Resûlullah"a sövüyormuş. Hayatım elinde olan Allah"a yemin ederim ki ben Allah"a söz verdim. Eğer onu görürsem ya öldüreceğim yahut da onun önünde öleceğim!" Diğeri de arkadaşından gizlenircesine yanıma sokuldu. Kulağıma eğildi ve bana aynı soruyu sordu. Derken, bir aralık Ebû Cehil"i gördüm. Kureyşliler içinde dolaşıp duruyordu. Bunun üzerine, "Gençler! İşte bana sorduğunuz Ebû Cehil şu!" dedim. Hemen kılıçlarına sarıldılar ve öldürünceye kadar ona vurdular.”45
Allah Resûlü, Ebû Cehil"in durumunu merak ediyordu. Abdullah b. Mes"ûd"u bu konuyu öğrenmesi için göndermişti. İbn Mes"ûd, Ebû Cehil"i bulduğunda ağır şekilde yaralıydı. Son nefesinde bile kibrinden vazgeçmeyen Ebû Cehil, kavmi tarafından öldürülmeyi kendisi için bir şeref sayıyordu. Abdullah b. Mes"ûd, son bir kılıç darbesiyle bu Allah düşmanının başını gövdesinden ayırdı.46
Medine"den yola çıktıkları andan itibaren Allah Resûlü, tedbirde kusur etmemiş ve bir an olsun dua etmekten geri durmamıştı. Yüce Allah ise Resûlü"nün dualarını kabul etmiş, ona ve ümmetine yardımını sağanak sağanak göndermişti. Müşriklerin asla hesap edemedikleri bir gerçek vardı. Allah, kendisine inananı, kendi yolunda olanı yalnız bırakmazdı. Allah, önce bin,47 daha sonra da üç bin melekle Müslüman ordusunu takviye etmiş48 ve meleklerine, “Ben de sizinle beraberim. Haydi, iman edenlere destek olun!” buyurmuştu.49
Bedir Savaşı"nın yapıldığı bu günü hak ile bâtılın birbirinden ayrıldığı “Furkân günü” olarak niteleyen Yüce Rabbimiz,50 yardımını göndererek sırf kendi rızası için orada bulunanları mahzun etmemişti. Nitekim onlara gerekirse daha fazlasıyla yardım edeceğini de vaad etmişti: “Evet, siz sabır gösterir ve Allah"tan sakınırsanız ve eğer onlar (düşmanlarınız) şu anda üzerinize gelirlerse Rabbiniz, alâmetli beş bin melekle sizi takviye eder.” 51
Savaş başladığı andan itibaren Allah"ın yardımı da başlamıştı. Üstelik bu yardım tek yönlü değildi. Cenâb-ı Hak bir yandan müşrik ordusunu hem Hz. Peygamber"in uykusunda, hem de savaşta karşılaştıkları sırada Müslümanların gözüne az göstermiş; aynı şekilde Müslümanları da müşriklerin gözüne az göstermişti.52 Diğer yandan da teçhizatlı meleklerini yardıma göndermişti. Nitekim Allah Resûlü, ashâbına bizzat Cibrîl"in harp