tutumlarını kınamaktadır. Kabirlere doğru namaz kılınmaması yönündeki nebevî ikazlar35 da Resûlullah"ın tevhid konusundaki hassasiyetini yansıtmaktadır. Kuvvetle muhtemeldir ki Hz. Peygamber (sav), kabrinin mescidin içinde yapılmasını bu yüzden istememiş ve naaşı Hz. Âişe"nin hücresine defnedilmiştir.36 Nitekim bu konuda başta sahâbe olmak üzere selef-i salihin, Peygamber"e selâm vermek istedikleri zaman kabrine sırtlarını dönüp yüzlerini de kıbleye çevirecek kadar hassas davranmışlardır.37
Kabir veya türbeler, insanların ibadet maksadıyla toplanmayı mutat hâle getirdikleri bayram mekânlarına dönüşmemelidir. İslâm"da ibadet amacıyla topluca ziyaret edilecek mekânlar bellidir. Bunlar, Harem bölgesinde hac ibadeti için ziyaret edilmesi dinen meşru kılınan yerlerdir. Tüm Müslümanların gönlünde tartışmasız ayrı bir yeri olan Hz. Peygamber (sav), “Evlerinizi kabirlere çevirmeyin. Kabrimi de ziyaret yeri hâline getirmeyin. Nerede olursanız olun bana salâvat getirin. Çünkü salâvatınız bana mutlaka ulaşır.” 38 buyururken, başta kendininki olmak üzere kabirlerin ibadet ve bayram merkezleri hâline getirilmesini önlemek istiyordu. Sevgili torunu Hz. Hasan da bazı insanların dedesinin kabri başında toplanıp dua ettiklerini görünce bu hadisi hatırlatarak onları engellemişti.39
Hiç şüphesiz ki türbelerin toplumda ziyaret mekânları olarak rağbet görmelerinin sebebi, o türbelerde yatan velilerin şahs-ı mânevîleridir. Türbe civarlarındaki mânevî ortamın kaynağı da budur. Ne var ki özellikle bazı din istismarcılarının da etkisiyle bu mekânlar bâtıl inanç ve hurafelerin yaşatıldığı merkezlere dönüştürülmekte ve böylece asıl fonksiyonlarından uzaklaşmaktadır. Neticede türbeler başta sağlık sorunları olanların olmak üzere ev, iş, eş, çocuk gibi istek ve duaları olan kişilerin umut bağladığı mekânlar hâline gelmektedir.
Günümüzde de sıkça rastladığımız üzere çeşitli maksatlarla türbe civarlarında kurban kesilmesi de İslâm"la hiçbir şekilde bağdaşmayan uygulamalardan biridir. Sevgili Peygamberimiz, câhiliye Araplarının, hayır sahibi ölmüşlerinin kabirleri başında kurban kesmelerini eleştirmiş, bu şekilde kurban kesmenin İslâm"da yerinin olmadığını kesin bir dille ifade etmiştir.40 Dolayısıyla maksadı ne olursa olsun tevhid inancına halel getireceğinden dolayı türbe başlarında kurban kesilmesi veya çeşitli dileklerin ve ihtiyaçların dile getirilmesi son derece sakıncalıdır. Müslümanların her namazın her rekâtında okudukları, “Biz ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım dileriz.” 41 âyetinin yanı sıra, İslâm