Hicretin üçüncü yılıydı.1 Bedir Savaşı"nın üzerinden çok değil henüz bir sene geçmişti. Müslümanlar Medine"ye hicretten sonra Mekkeli müşriklere karşı giriştikleri ilk muharebe olan Bedir Savaşı sonrası büyük bir zafer kazanmışlardı. Mekke döneminde çekilen sıkıntılardan sonra elde edilen bu zafer ise Hz. Peygamber ve arkadaşları için büyük bir güven sağlamıştı.
Ne var ki Mekkeli müşrikler için durum çok da parlak sayılmazdı. Gittikçe büyüyen bir sıkıntı içlerini kemirmeye devam ediyordu. Bedir"de topladıkları güçlü orduya rağmen Müslümanlara karşı mağlup düşmeyi bir türlü hazmedemiyorlardı. Üstelik içlerinde Ebû Cehil gibi önemli bir liderin de bulunduğu yetmiş kişiyi böyle bir savaşta kaybetmiş olmalarını akılları almıyordu. Daha düne kadar kendi yanlarında çalıştırdıkları köleler bile eski efendilerine meydan okuyorlardı. Bütün bu olanlar, tahammül edilir gibi değildi.
İşte bu ve benzeri düşünceler Mekkelileri yiyip bitiriyordu. Neredeyse tamamı, kendileri açısından aşağılık hissini perçinleyen ve tahammülü zor olan bu durumdan bir an önce kurtulmaları gerektiğini düşünüyorlardı. Bu işi daha fazla uzatmanın bir anlamı yoktu; derhâl Bedir"in intikamı alınmalıydı. İşte bu ruh hâliyle bir araya gelen Ebû Süfyân, Abdullah b. Ebû Rebîa, İkrime b. Ebû Cehil ve Safvân b. Ümeyye gibi ileri gelen Mekkeli liderlerin toplantısından beklenen karar çıkmıştı. Müşrikler, Bedir"den kaçırılan kervandaki mallarla bir ordu hazırlayacaklardı. Böylece öldürülen babalarının ve oğullarının intikamını almış olacaklardı. Karar çok geçmeden Mekke sokaklarında dalga dalga yayılmaya başladı. Bedir"de yakınlarını kaybedenler başta olmak üzere herkes yeni bir saldırı için var gücüyle çalışmaya koyuldu.2 Halbuki ne yaparlarsa yapsınlar en sonunda kaybeden yine onlar olacaktı. Zira Allah Teâlâ haklarında şöyle buyurmuştu: “Şüphesiz ki inkâr edenler mallarını, (insanları) Allah yolundan alıkoymak için harcıyorlar. Daha da harcayacaklar. Ama sonunda bu, onlara yürek acısı olacak ve en sonunda mağlup olacaklardır. Kâfirlikte ısrar edenler cehenneme toplanacaklardır.” 3
Kısa sürede yaklaşık yedi yüzü zırhlı olmak üzere üç bin kişilik bir ordu hazırlandı. Ayrıca orduya aralarında Ebû Süfyân"ın karısı Hind bnt.