kaybetmediği anlaşıldı ve sahâbe rahat bir nefes aldı.29 Yaşanan bu sarsıntı, Kur"ân-ı Kerîm"de şöyle zikredilmiştir: “Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür ya da öldürülürse siz gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim geri dönerse Allah"a hiçbir şekilde zarar vermiş olmayacaktır. Allah şükredenleri mükâfatlandıracaktır.” 30
Kargaşa sırasında insanı hüzne boğan olaylardan biri de ashâbdan Huzeyfe b. Yemân"ın babasının Müslümanlarca öldürülmesiydi. Huzeyfe yanlışlıkla meydana gelen bu olaya, “(Durun! Yapmayın!) O benim babam!” diyerek engel olmaya çalıştıysa da olanlar olmuştu. Hayatı boyunca bu hadiseyi hatırından çıkaramayan büyük sahâbî, olaya sebep olanlara yalnızca, “Allah sizi affetsin!” diyebilmiş, içindeki burukluk ise ömür boyu devam etmişti.31
Uhud Savaşı"nda müminler büyük sıkıntılar çekmiş ama Allah Teâlâ yardımını onlardan esirgememişti. Nitekim her attığını vuran ve Hz. Peygamber"in, “At! Anam babam sana feda olsun!” şeklindeki övgüsüne mazhar olan Sa"d b. Ebû Vakkâs,32 savaş esnasında son derece dikkatini çeken bir olaya şahitlik etmişti. Onun anlattığına göre, Hz. Peygamber"in sağında ve solunda beyaz elbiseli iki adam bulunuyordu. İlginç olan şuydu ki Sa"d bu iki savaşçıyı ne bundan önce görmüştü ne de bundan sonra bir daha görecekti.33 Çünkü bunlar aslında Cebrail ve Mîkâil adlı iki büyük melekti.34
Savaşın kahraman isimlerinden Hz. Hamza, çok sayıda müşriki bertaraf etmişti. Onun karşısına çıkmak akıl kârı değildi. Bir insanın onunla karşılıklı savaşabilmesi için ölümü göze alması gerekirdi. İşte bu yüzden olsa gerek müşriklerin hürriyetine kavuşturma sözü verdikleri Vahşî bile onu ancak uzaktan uzağa gözlüyor, gafil bir anını yakalamaya çalışıyordu. Bu iş için uzun süredir hazırlanmıştı. Görevini başardığı takdirde artık özgür bir hayat onu bekliyordu. Hürriyet hayaliyle kurduğu planları uygulama sırası gelmişti. Savaşın en hararetli anında ölümüne çarpışan Hz. Hamza, Vahşî"nin fırlattığı mızrakla yere yığıldı.35 Nereden geldiğini hissedemediği bu mızrağın Hz. Hamza"ya verdiği acı, hain bakışlı bir çift gözün sevinçle parlamasını sağladı. Bundan sonra ise, yürekleri dağlayan olaylar zinciri peş peşe geldi. Vahşî, adına yaraşır bir şekilde elindeki keskin bıçakla Hz. Hamza"nın ciğerini söktü ve Hind"e götürdü.36 Ardından Hind ve yanındaki kadınlar şehitlerin kulaklarını, burunlarını keserek kendilerine gerdanlık ve küpe yaptılar.37 Daha sonra bu olayı hatırlatan