Yüreklerin ağızlara geldiği böyle bir zamanda Allah, rüzgâr ve görünmeyen ordularla Müslümanlara yardım etmişti.39 Zira Hz. Peygamber, elinden gelen her türlü çabayı göstermenin yanı sıra Allah Teâlâ"ya da sürekli dua etmeyi ihmal etmiyordu: “Ey Kitab"ı indiren, hesabı çabuk gören Allah"ım! Ahzâbı (müttefik grupları) bozguna uğrat ve perişan et!” 40
Düşman hakkında bilgi toplamak üzere görevlendirilen Huzeyfe b. Yemân"ın seneler sonra anlattığına göre o, giderken yaşadığı korku ve heyecan nedeniyle şiddetli soğuğa rağmen kendisini âdeta hamamda gibi hissetmiş, ancak döndükten sonra soğuk ve rüzgârın kendisini nasıl etkilediğini fark etmişti. Bunun üzerine Allah Resûlü, abasının bir kısmını Huzeyfe"nin üzerine örtmüş, o da sabaha kadar rahat bir şekilde onun dizi dibinde uyumuştu.41
Kuşatma sürdükçe her iki tarafta da açlık ve kıtlık baş göstermeye başlamıştı. Hendeğin zayıf noktalarının aşılması ihtimali, hatta birkaç kişinin bunu başarmış olması42 Müslümanlar için tehlike oluşturuyordu. Müşrikler ise kısa süreceğini tahmin ettikleri bir savaş için hazırlanmışlardı. Bu nedenle yiyecek sıkıntısı çekmeye başladılar. Gittikçe soğuyan hava ve çıkan şiddetli rüzgâr işlerini daha da zorlaştırmıştı. Bu şartlar altında kuşatmayı daha fazla sürdüremeyecekleri anlaşılıyordu. Savaşı bitirmek zorundaydılar. Sonunda Ebû Süfyân kuşatmayı kaldırdı ve müşrikler Mekke"ye dönmek üzere yola çıktılar. Ortaya çıkan olumsuzluklar onları öyle perişan etmişti ki Ebû Süfyân, devesinin ayaklarının bağlı olduğunu unutup sırtına binmiş ve onu kaldırmaya çalışmıştı.43 Kur"an"da onların Medine"den çekilişleri şöyle ifade edilmiştir: “Allah, inkâr edenleri, hiçbir hayra ulaşmaksızın kin ve öfkeleriyle geri çevirdi. Allah, savaşta müminlere kâfi geldi. Allah kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.” 44
Savaş sonucunda altı Müslüman şehit oldu.45 Bunlardan biri de savaşta yaralanan, Kurayzaoğulları"nın ihaneti sonrasında haklarında hakemlik yapan ve kısa süre sonra da şehit olan Sa"d b. Muâz"dı.46 Müslümanları tamamen ortadan kaldırmak üzere Medine"ye gelen müşrikler amaçlarına ulaşamamışlardı. Hem mânevî yönden hem de fizikî güç bakımından oldukça yıprandıkları için artık ciddi bir tehdit olmaktan çıkmışlardı. Yahudi Kurayzaoğulları ise ihanetlerinin bedelini ağır bir şekilde ödemek zorunda kaldılar. Zira kutsal kitapları Tevrat"ın hükümleri ile de bağdaşacak biçimde,47 eli silah tutanları ölüme mahkum edilmiş, kadınları ve çocukları esir edilmiş ve mallarına el konulmuştu.48