Kötülenen, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşanan bir dünya hayatıdır.26 Küçümsenen, zevk ve menfaatlerin Allah"ın rızasından üstün tutulduğu bir dünya hayatıdır.27 Onaylanmayan, âhiret karşılığında satın alınan bir dünya hayatıdır.28 İstenmeyen, rahata ve zevke dalarak eğlenceyi ve geçici hevesleri dinleri hâline getiren kimselerin dünya hayatıdır.29 Böyle bir dünya hayatı, Allah katında bir sineğin kanadından daha değersiz,30 küçük kulaklı ölü bir oğlaktan daha kıymetsizdir.31
Oysa insan, dünyayı imar etmekle sorumlu kılınmıştır.32 Hatta A"râf sûresindeki bir âyete göre, dünya herkesten önce müminler için yaratılmıştır ve mümin olmayanlar, dünyanın nimetlerinden müminlerden dolayı istifade etmektedirler. Âhirete gelince, o elbette sadece müminlerindir:“De ki: Allah"ın, kulları için yarattığı ziyneti ve temiz rızkı kim haram kılmış? De ki: Bunlar, dünya hayatında müminler içindir. Kıyamet gününde ise, yalnız onlara özgüdür.” 33
İslâm, nefsanî arzulara ve maddî menfaatlere düşkün bir tabiata sahip olan insandan, tüm bunların dünya hayatının geçici menfaatleri olduğunu unutmamasını ister.34 Ne var ki, insanlardan kimileri şu çabucak geçip giden dünya hayatını severler de önlerinde kendilerini bekleyen zorlu âhiret gününü ihmal ederler.35 Oysa dünya hayatı en nihayet geçici bir metadır; âhirette Allah katında olanlar ise daha hayırlı ve kalıcıdır.36 Bunun içindir ki, Rabbimiz, kutlu Elçisi"nden dünya nimetleri ile kendi katındakiler arasında seçim yapmasını istediğinde o, Allah katındakileri tercih etmiştir.37 Onun bir kral peygamber değil, kul peygamber olmayı istemesi tam da bu nedenledir.38
Allah Resûlü"nün ve müminlerin dünya ile aralarına koydukları bu bilinçli mesafe ve bu konudaki bazı hadisler, kimi zaman dünyayı mutlak olarak kötülemenin ve ondan bütünüyle el etek çekmenin gerekçesi olarak sunulabilmiştir. Oysa dünya nimetlerine mesafeli yaklaşmanın da bir ölçüsü vardır. Servet biriktirmeyi onaylamadığı bilinen sahâbîlerden Ebû Zerr"in naklettiği bir hadise göre, Allah Resûlü şöyle buyurmuştur: “Zâhid olmak (dünyaya rağbet etmemek), kişinin helâl olan şeyleri kendisine haram kılması veya malını dağıtıp tüketmesi demek değildir. Bilakis zâhid olmak, elinde olan şeylere, Allah katında olanlardan daha fazla güvenmemek demektir.” 39
Bu çerçevede müminlerin dünyaya bakışını şekillendiren hadislerden biri de, “Dünya müminin zindanı, kâfirin cennetidir.” 40 şeklindedir. Ebû Hüreyre vasıtasıyla Peygamberimizden nakledilen bu hadisin yorumu sadedinde