diyerek İslâm"a girdiğini söyleyen kimsenin öldürülemeyeceğini bildirmiştir. Nitekim Allah Resûlü"nün sevgili dostlarından Mikdâd b. Esved, Peygamber Efendimize, “Ey Allah"ın Resûlü! Şayet bir kâfirle vuruşurken kılıcıyla bir elimi kesip koparsa, sonra da kaçıp bir ağacın arkasına sığınıp (canını kurtarabilmek için), "Ben Allah"a teslim oldum." dese onu öldürebilir miyim?” diye sorması üzerine Peygamber Efendimiz, “Onu öldürme!” buyurdu. “Yâ Resûlallah! Ama o elimi kestikten sonra Müslüman olduğunu söyledi!” diyen Mikdâd"a, “Onu öldürme. Çünkü eğer onu öldürürsen o, senin onu öldürmeden önceki konumuna geçer (Müslüman olduğu için onun canı dokunulmaz olur). Sen de onun, bu sözü söylemeden önceki durumuna düşersin (bir Müslüman"ı öldürdüğün için dokunulmazlığın ortadan kalkar ve sana kısas uygulanır).” buyurdu.12
Müslüman olan kimsenin can ve mal güvenliğinin garanti edilmesi ile ilgili bir olayı da Resûlullah"ın (sav) genç komutanlarından Üsâme b. Zeyd şöyle anlatır: “Resûlullah (sav), askerî bir birlik içinde bizi Huraka kabilesi üzerine gönderdi. Geldiğimizi haber alan kabile mensupları korkup kaçtı. Ancak onlardan birine yetişip yakalayınca hemen, "Lâ ilâhe illâllâh" (Allah"tan başka ilâh yok) dedi ise de onu öldürdük. Daha sonra bu olayı Resûlullah"a anlatınca buyurdular ki, "Kıyamet günü lâ ilâhe illâllâh sözü karşına çıktığında ne yapacaksın!" Ben, "Ama yâ Resûlallah! Sırf silah korkusundan dolayı böyle söyledi." deyince, "Kalbini yarıp baktın da mı korktuğu için böyle söylediğini anladın? Kıyamet günü, lâ ilâhe illâllâh sözü karşına çıktığında ne yapacaksın!" buyurdu.
Bu sözü o kadar çok tekrarladı ki içimden; "Keşke şimdi Müslüman olmuş olsaydım da (ve bu hadiseyi hiç yaşamasaydım)" dedim.”13
Can korkusuyla da olsa “lâ ilâhe illâllâh” diyen kimsenin öldürülmesine bu derece sert tepki gösteren Peygamber Efendimizin, değil samimi bir müminin öldürülmesine, onun münafıklıkla itham edilmesine bile razı olmayacağı, Medineli sahâbî İtbân b. Mâlik"in şu rivayetinden anlaşılmaktadır:
İtbân b. Mâlik bir gün Hz. Peygamber"e gelip, “Yâ Resûlallah! Ben kabilemin mensuplarına namaz kıldırıyorum fakat gözlerim görmez olduğu için yağmur yağdığında aramızdaki vadiyi su basması sebebiyle mescitlerine gidip namaz kıldıramıyorum. Yâ Resûlallah! Gönlüm ister ki bana gelip evimde namaz kıldırsan da senin namaz kıldırdığın yeri namazgâh edinsem.” dedi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, “İnşallah, bunu yapacağım.” buyurdu.