kötülükten sakındırmak, iyilikle takvada yarışmak, mazluma yardım etmek, hayâ sahibi olmak, anne-babaya iyilik etmek, yakınları ve akrabayı ziyaret etmek, öfkeyi yenmek, güzel ahlâk ve tevazu sahibi olmak, kölelere iyi davranmak, kölelerin efendilerine karşı sorumluluklarını yerine getirmeleri, insanın çocuklarına ve ailesine karşı sorumluluklarını yerine getirmesi, Müslüman kardeşlerine yakın davranıp, onları sevmek, onlarla selâmlaşmak, selâma karşılık vermek, hastaları ziyaret etmek, kıble ehlinden olanın cenaze namazını kılmak, aksırana “Allah sana merhamet etsin.” demek, kâfir ve fesatçılardan uzak durmak, komşuya ikram etmek, misafire ikram etmek, günahkârın günahını örtmek, sıkıntılara sabretmek, zühd sahibi olmak, hanımını esirgemek ve onu terk etmemek, boş sözden uzak durmak, cömert olmak, küçükleri sevmek, büyüklere saygılı olmak, insanların arasını düzeltmek, kendisi için istediğini başkası için de istemek, kendisi için istemediğini başkası için de istememek ve rahatsızlık veren şeyi yoldan kaldırmak.
Ayrıca hadis kitapları incelenip Allah"a iman ile ilgili hadisler tahlil edilince, Peygamber Efendimizin sözlerinde Allah"a iman konusunun insanın bireysel, toplumsal ve evrensel boyutlarıyla ilişkisinin ne kadar güçlü olduğu da açık bir şekilde görülecektir. Şu rivayetler hep bu olguyu destekler mahiyettedir: “Her kim Allah"a ve âhiret gününe iman ediyorsa komşusuna eziyet etmesin. Her kim Allah"a ve âhiret gününe iman ediyorsa misafirine ikramda bulunsun. Her kim Allah"a ve âhiret gününe iman ediyorsa ya hayır söylesin ya da sussun!” 30 “Varlığım elinde olan Allah"a yemin olsun ki, iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de (gerçek mânâda) iman etmiş olmazsınız.” 31
Resûlullah, imanın en üstün hâlini soran Muâz b. Cebel"e “İnsanları Allah için sevip, onlara Allah için buğzettiğinde, dilini Allah"ı zikirde kullandığında (iman en üstün hâle ulaşmış olur).” diyerek cevap vermiş, bunun üzerine Muâz, “Ey Allah"ın Resûlü, başka hangi hâllerde iman daha muteber olur?” deyince, Hz. Peygamber, “Kendin için istediğini insanlar için de istediğin, kendin için istemediğini onlar için de istemediğin zaman.” 32 diyerek karşılık vermiştir. Ayrıca “Ey Allah"ın Resûlü, bana İslâm ile ilgili, hakkında başka kimseye soru sormama gerek kalmayacak bir şey söyle.” diyen Süfyân b. Abdullah"a Peygamberimizin cevabı “Allah"a iman ettim de, sonra dosdoğru ol.” şeklinde olmuştur.33
Hz. Peygamber (sav) bir yandan Allah"a imanla hayatın tüm alanları arasında bağ kurarken, diğer yandan da Allah inancını en ufak şekilde de