bâbları da ihtiva ettiği için el-Câmiu"s-sahîh adıyla da şöhret kazanmıştır. Ayrıca Sünenü"t-Tirmizî, Câmiu"t-Tirmizî, Sahîhu"t-Tirmizî, el-Müsnedü"s-Sahîh veel-Câmiu"l-Kebîr gibi değişik adlarla da anılan eser, 51 kitab, 2496 bâb ve 3956 hadisten oluşmaktadır. Bazılarına göre Sahîh veya Câmi" ismi onun muhtevasına daha uygundur. Zira bu eser, İslâm fıkhı ile ilgili hadislerden başka, diğer mevzulara ait hadisleri de ihtiva eder. Ancak V. yüzyıldan sonra rağbet kazanarak Kütüb-i Sitte arasındaki yerini alabilen eserin, Kütüb-i Sitte"nin üçüncü veya dördüncü kitabı olduğunda ihtilâf edilmiştir.128 Tirmizî"nin es-Sünen "i ile ilgili olarak öne çıkan bazı hususiyetleri vardır. O, bâb başlığı altında bir veya birkaç hadisi verdikten sonra, sırasıyla şu işlemleri yapar:
Hadisin sıhhat durumunu (hasen, sahîh, zayıf, garîb olduğunu) açıklar.
Râvilerin güvenilirlik ve yeterlilik durumunu, varsa seneddeki illeti beyan eder.
Hadisin —varsa— diğer tariklerini verir.
Konuyla ilgili, diğer sahâbîlerden yapılmış rivayetler varsa, onlara da "ve fi"l-bâbi an fülânin ve fülânin..." diyerek, sahâbî isimlerini vermek suretiyle işaret eder.
Konuyla ilgili çeşitli âlimlerin görüşlerini, ilgili hadisle nasıl delil getirdiklerini, ulemâ arasında ittifak mı, ihtilâf mı bulunduğunu bildirir, icmâ varsa, mutlaka işaret eder. Bazen de uygulamanın hangi yönde olduğunu gösterir. Konuya ait birbiriyle çelişen hadisleri zikreder.129
Eserin sonunda yer alan Kitâbü"l-İlel , sadece Tirmizî"nin kitabında bulunan bir bölümdür. O, burada eserine aldığı hadislerin kısa bir değerlendirmesini yapmış, yararlandığı kaynaklardan söz etmiş, kısmen ricâl değerlendirmesi ile hadislerin lafız ya da mânâ ile rivayet edilmesi gibi konular üzerinde durmuştur. Tirmizî"nin es-Sünen "i, hadis usulü veya mustalahu"l-hadîs "in henüz bir müstakil bilgi dalı haline gelmediği bir dönemde usule ait bazı ıstılahların hadislere uygulanması, bir başka ifade ile usul ile fürûun birleştirilmesi açısından önem arz etmektedir.130
Ebû Dâvûd (202/3-275) ve es-Sünen Adlı Eseri
Ebû Dâvûd Süleyman b. el-Eş"âs b. İshak el-Ezdî es-Sicistânî, 202 veya 203/818-819 yılında İran ile Afganistan arasındaki sınır bölgesi olan Sicistan"da doğdu. Hadis tahsiline orada başlayan Ebû Dâvûd, on sekiz yaşında ilim için seyahate çıkarak Bağdat, Basra, Mekke, Kûfe, Halep,