şiirler de yazan İbn Kemal’in iki yüz kadar eseri vardır. Hadis alanında Ta’lika ale’l-Câmii’s-sahîh li’l-Buhârî, Şerhu Meşâriki’l-envâr li’s-Sâğânî veŞerhu erba’in isimli eserleri bulunmaktadır.
II. Selim devrinde (1566-1574) padişahın hocası Atâullah Efendi tarafından Birgivî Mehmed Efendi (981/1573) için Birgi’de İsa Bey Camii yakınında inşa ettirilen “Atâullah Efendi Dârülhadis”i (979/1571) önemli bir mevkii haizdi. Osmanlı hadisçiliğinin en mühim simalarından birisi olan Birgivî Mehmed Efendi,156 hadis usulüne ilişkin bir risale, ibadetler konusunda kırk hadis şerhi ve iki ciltlik Kitâbü’l-îmân ve’l-istihsân adlı derleme çalışmasıyla hadis sahasında dikkat çeken eserler vermiştir. Birgivî, ahlâk sahasında kaleme aldığı et-Tarîkatü’l-Muhammediyye adlı eseriyle ilim ve kültür dünyamızda derin tesirler uyandırmıştır. Tek ciltlik bu eserinde 775 hadis naklederek neredeyse müstakil bir hadis eseri oluşturan Birgivî, sünnete dayanan sağlam bir ahlâkî yapılanmayı okuyucusuna sunmaktadır. Tarîka üzerinde çok sayıda şerh çalışması yapılmıştır.
Osmanlı dârülhadislerinde ders metni olarak Sahîh-i Buhârî , Sahîh-i Müslim ; Bağavî’nin (516/1126) Mesâbîhu’s-sünne ; es-Sâğânî’nin (650/1253) Meşâriku’l-envâr gibi eserleri okutulmuştur. Bu kurumlarda yetişen hadisçilerin, sadece birkaç hadis kitabını okuduklarını düşünmek yanıltıcı olur. Devrin ilim anlayışı çerçevesinde okunması mutat olan temel hadis kaynakları Osmanlı dârülhadislerinde de okunmaktadır. Bunu görmek için Osmanlı’nın son muhaddisi sayılabilecek olan Zâhid el-Kevserî’nin (1371/1952) hadis birikimine ve onu nasıl edindiğine bakmak yeterlidir. Onun icazet ve rivayet silsilelerinden anlaşılmaktadır ki, Osmanlı dönemi Anadolu’sunda on yedinci asırdan itibaren geleneksel hadis nakil usulüne uygun bir biçimde hadis kaynaklarının okunması ve aktarılması geleneği oturmuştur. Yine rivayet silsilelerinden anlaşılan bir başka husus, Mısır’ın Yavuz Selim tarafından Osmanlı yönetimine katılmasıyla birlikte Anadolu, Mısır, Irak ve Suriye bölgesi âlimleri arasındaki bilgi alışverişinin daha da hızlandığıdır. Meselâ, Necmeddin el-Gaytî (984/1576) Osmanlı egemenliğindeki Mısır’ın yetiştirdiği en gözde hadis hafızlarından biridir. Onun talebelerinin talebeleri kanalıyla geleneksel hadis aktarım/rivayet usulü Anadolu’da da yaygınlaşma sürecine girmiş ve on sekizinci ve on dokuzuncu asırlarda iyice yaygınlaşmıştır. Gaytî, İbn Hacer’in (852/1448) ileri gelen talebesi Zekeriyya el-Ensârî’nin (925/1519) öğrencisidir. Gaytî ve hocası Zekeriyya el-Ensârî aynı zamanda Hind uleması ile Osmanlı