nimete sahip olan17 insanın Rabbine kulluk etmemesi, O"na karşı yükümlülüğünü yerine getirerek tazimini göstermemesi düşünülebilir mi? Yüce Allah, kendisine kulluk edebilme kabiliyetini insan fıtratına yerleştirmiş, hayatın ve ölümün, "kimin daha güzel işler yapacağını sınamak için" var olduğunu18 beyan etmiştir. O, insanın yalnızca iman etmesinin, kurtuluşuna ve Allah katında mükâfata nail olmasına yetmeyeceğine dikkatimizi çekerek, “İnsanlar sadece "inandık" demeleriyle bırakılacaklarını ve imtihana çekilmeyeceklerini mi sandılar?” 19 buyurmuştur.
Rabbimiz, Kur"an"da imandan söz ederken devamlı olarak ameli, yani güzel, iyi ve yararlı davranışları zikredip20 kendisine ibadet edilmesini21 istemektedir. Hz. Peygamber"e de, “Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.”22 buyuran Allah (cc), böylece inananlara ibadetlerini ömür boyu, sürekli olarak yapmaları gerektiğini vurgulamaktadır. Bu çerçevede Sevgili Peygamberimiz de, “Güç yetirebileceğiniz amelleri yapmaya gayret ediniz. Allah usanmaz da siz usanırsınız. Allah katında amellerin en sevimlisi az da olsa devamlı olanıdır.” buyurmuş, başladığı bir ibadeti devamlı yapmıştır.23 Nitekim Resûlullah (sav) bir kudsî hadisinde, Yüce Allah"ın,“Ey âdemoğlu, her durumda kendini bana ibadete ver ki, gönlünü zenginlikle doldurup ihtiyacını gidereyim. Böyle yapmazsan ellerini meşguliyetle doldururum, ihtiyaçlarını da gidermem.” 24 buyurduğunu nakletmiş, bu suretle, her zaman ve durumda ibadetin gerekliliğine dikkat çekmiştir. Hatta Abdullah b. Amr"ı, “Falan gibi olma! O, gece namazlarına devam ederdi, sonradan terk etti.” 25 diyerek ikaz etmiştir. Nitekim gece namazı kılmayı âdet hâline getiren kişinin bazı hâllerde teheccüde kalkamasa da kalkmışçasına Cenâb-ı Hak tarafından mükâfatlandırılacağını ifade etmiştir.26
Kur"an"da olduğu gibi, hadislerde de iman-amel bütünlüğü söz konusudur. Bir defasında uzun ve meşakkatli bir yolculuktan sonra İslâm dinini öğrenmek için Medine"ye gelen Abdülkays kabilesinden bir heyete Allah Resûlü yalnızca Allah"a iman etmelerini emretmiş ve “Yalnızca Allah"a iman etmek ne demektir, bilir misiniz?” diye sormuştu. Onlar, “Allah ve Resûlü daha iyi bilir.”diye karşılık verince Hz. Peygamber, “Allah"tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed"in Allah"ın Resûlü olduğuna iman etmek, namaz kılmak, zekât vermek, Ramazan orucunu tutmak ve ganimetlerden beşte birini vermektir.” 27 buyurmuştu. Bu çerçevede Sevgili Peygamberimizin, meşhur Cibrîl hadisinde İslâm"ı tarif ederken, “Allah"a ibadet edip ona hiçbir şeyi ortak koşmamak” dedikten sonra namaz, oruç, zekât, hac gibi ibadetleri