göre, bir yolculukta arkadaşlarından biri başından yaralanmıştı. Bu şahıs ihtilâm olmuş ve yol arkadaşlarına, “Benim teyemmüm yapmam konusunda ruhsat olduğunu düşünüyor musunuz?” diye sormuş, onlar da su varken teyemmüm edemeyeceğini, dolayısıyla onun için bir ruhsat bulunmadığını söylemişlerdi. Bunun üzerine adam gusletmiş, ancak yarası su alıp, azdığından dolayı ölmüştü. Durum Resûlullah"a bildirilince onlara şöyle çıkışmıştı: “Onu öldürdüler, Allah da onların canlarını alsın! Bilmiyorlarsa sorsalar ya! Muhakkak ki cehalet (hastalığının) ilacı sormaktır. Gerçekten ona, sadece teyemmüm etmesi, yarasının üzerine bir bez bağlayıp sonra üzerine meshetmesi ve vücudunun geri kalan kısmını da yıkaması yeterliydi.” buyurdu.18
Bu konuda Allah Resûlü"nün öğrettiklerine bir başka örnek de şudur: Bir yolculuk esnasında cünüp olan Ammâr b. Yâsir, yeterli su olmadığı için yerde yuvarlanıp bütün vücudunu toprağa sürerek teyemmüm etmişti. Hâdiseyi anlattığında Hz. Peygamber (sav), “Hâlbuki şöyle yapman sana yeterdi.” dedi. Ardından ellerini toprağa vurdu ve (biriken tozu) silkeledikten sonra elleriyle yüzünü ve kollarını “mesh ederek” cünüp olan kimse için teyemmüm ruhsatının nasıl uygulanacağını ona bizzat öğretti.19 Soğuk havalarda abdest almada sıkıntı çekenlerin, mestleri üzerine mesh etmeleri ruhsatı da onun öğrettikleri arasındaydı.20
Sevgili Peygamberimiz, ruhsatları sadece bildirmekle kalmamış bizzat kendisi uygulayarak zihinlere yerleşmesini sağlamıştır. İbadetleri emredilen şekilde yapmalarını ve mubah amelleri yerine getirmekten kaçınmamalarını bildirmiştir. Nitekim Âişe (ra) şöyle demiştir: “Peygamber (sav) bir iş yaptıktan sonra o hususta ruhsat verdi. (Bazı insanlar Peygamber"in yapıp ruhsat verdiği) o işi yapmaktan çekindiler. Onların bu çekimser tavırları Peygamber"e ulaşınca, Allah"a hamd ettikten sonra, "Bazı insanlara ne oluyor da hakkında ruhsat verdiğim bir durum kendilerine ulaştığında, ondan hoşlanmıyorlar ve onu yapmaktan kaçınıyorlar. Allah"a yemin ederim ki ben onların Allah"ı en iyi bilenleri ve Allah"tan en çok korkanlarıyım!" buyurdu.”21
İnsanlara güç yetiremeyecekleri şeyleri yüklemeyen22 Allah Teâlâ, kulları için daima kolay olanı dilemiş,23 insanlara yaşanması zor olan bir din göndermemiştir.24 Bu yüzden gayesi insanları korumak ve onları içine düştükleri meşakkatlerden kurtarmak olan İslâm dini, kolaylık temeli üzerine bina edilmiştir.25 Allah"ın dininde kolaylık vardır.26 Onun için Âişe validemizin anlattığına göre, “Resûlullah (sav) kendisine iki iş arasında seçim hakkı tanındığında günah olmadığı sürece kolay olanını