seçerdi. Şayet (kolay olan iş) günah ise ondan insanların en uzak duranı o olurdu...”27 Nitekim o, arkadaşlarından birini bir bölgeye görevli olarak gönderdiğinde,“Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; sevdirin, nefret ettirmeyin.” 28 buyurmuş ve bunu bir hayat düsturu hâline getirmiştir.
Verilen örneklerden hareketle, İslâm"daki ruhsatların yalnızca ibadetler konusundaki hükümlerle ilgili olduğu sanılmamalıdır. Bazen imanla ilgili hususlarda dahi belli ruhsatlar söz konusudur. Özellikle Mekke dönemindeki baskı ve işkence yıllarında yaşanan ibret verici şu sahne, inanç konusunda dahi bazı ruhsatlara başvurulduğunun göstergesidir.
Mekke müşriklerinin ağır işkenceleri sonucunda anne ve babasını şehit veren Ammâr b. Yâsir, işkence altında bitkin düşmüşken müşriklerin zor kullanması sonucu onların taptığı ilâhlar hakkında olumlu sözler söyleyerek kurtulabilmişti. Daha sonra Peygamber Efendimize durumu anlatınca, Ammâr"ın baskı sonucu söylediklerini değil, kalbindeki imanını dikkate alan Allah Resûlü, “Tekrar (zulüm) ederlerse sen yine böyle söyle!” diyerek onu teskin etmişti.29 Yüce Allah"ın, “Kalbi imanla dolu olduğu hâlde (inkâra) zorlanan” diye andığı30 dolayısıyla kalbinde iman açısından en ufak bir şüphe bulunmayan Ammâr için Resûl-i Ekrem, “Ammâr iliklerine kadar iman ile doludur.” diyerek ona tasviplerini bildirmiştir.31
Hadislerde görüldüğü üzere Peygamber Efendimiz zamanında azimetler kadar ruhsatlar da uygulanmıştır. Bunu belirleyen de ashâbının durumu, hükme konu olan şeyin bağlamı ve zamanı olmuştur. Müslüman"ın yapması gereken şey, aslî olan görevlerini yerine getirmektir. Bu da azimet olarak tanımlanmıştır. İhtiyaç, zaruret ve meşakkat hâsıl olduğu zaman da zorunlu veya isteğe bağlı olarak ruhsatlara başvurulacaktır. Sözün özü, normal şartlar dâhilinde azimetler ile, şartlar gerektirdiğinde de suistimale ve istismara yol açmayacak şekilde ruhsatlarla amel edilmelidir.
Kullarına taşıyamayacakları yük yüklemeyen Cenâb-ı Hakk"ın buyrukları karşısında ruhsatlar birer alternatif hüküm gibidirler. Kolaylık prensibi de Allah"ın muradı olduğuna göre, sıkıntılı durumlarda ruhsata yönelmek de genel bir kural hükmündedir. Çünkü Yüce Allah, “Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır.” buyurmuştur.32 İşte Hz. Peygamber"in bu kural doğrultusunda bütün sahâbeye değil de bazı arkadaşlarına tanıdığı kolaylıklar, diğerleri tarafından da bilinmekte ve gerekçeleri anlaşılmaktaydı. Hz. Peygamber"in ipek elbise giymeyi erkeklere yasaklamasına rağmen33 Abdurrahman b. Avf ve Zübeyr b. Avvâm"ın maruz kaldıkları