istemiştir. Zorlanmadan yapılabilecek şeyler ise aşırı olmayan şeylerdir. İşte Hz. Peygamber"i ziyarete gelenlerin, onun ibadeti hakkında anlatılanları azımsamaları, ibadetlerde itidalli olmanın önemini kavrayamadıklarını göstermektedir. Halbuki Allah Resûlü"nün dinî yaşantısı dengeli, yani aşırılıklardan uzaktır. Hz. Peygamber, kendi aralarında, doğal ve dengeli hayatı zorlayan bir karara varan bu kişileri, kendi yaşantısını örnek göstererek uyarmıştır. Böyle eğilimlerin farkında olan Allah Resûlü başka bir hadislerinde şöyle buyurur: “Din kolaydır. Bir kişi takatinin üstünde ibadete kalkışırsa din karşısında âciz kalır. Bunun için aşırıya kaçmayın, dosdoğru yolu tutunuz ve (salih amellerden alacağınız mükâfattan ötürü) sevinin...” 18
Allah Resûlü"nün ibadetler konusunda en sevdiği şey, sebat ve devamlılıktır. Bir defasında, kıldığı namazların çokluğundan dolayı bir kadını övgüyle anlatan Hz. Âişe"ye, “Bırakın (böyle sözleri)! Güç yetirebileceğiniz işleri yapın. Vallahi siz bıkarsınız da Allah bıkmaz!” buyurmuştu.19 Bu yüzden, Peygamber Efendimiz, kayalıklar üzerinde namaz kılan bir adamı uzun bir süre sonra yine aynı şekilde namaz kılıyor görünce, “Ey insanlar! Size gereken orta yoldur. Vallahi siz bıksanız da Allah bıkmaz!” 20 buyurarak ibadetlerde aşırıya gidilmemesini öğütlemiştir. Nitekim kendisi de ibadetlerinde itidali elden bırakmamış, bu bağlamda geceyi sabahlara kadar namaz kılarak değerlendirme yoluna gittiği yahut da Ramazan"dan başka bir ayda sürekli oruç tuttuğu görülmemiştir.21
“Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; sevdirin, nefret ettirmeyin!” 22 ilkesini her fırsatta tavsiye eden Peygamber Efendimiz, buna aykırı davrananları derhâl ikaz etmiştir. Meselâ, namazı çok uzatan Muâz b. Cebel kendisine şikâyet edilince çok kızmış, “Ey insanlar! Sizler nefret ettiriyorsunuz. İnsanlara namaz kıldıran kimse (bıktırmayacak şekilde) hafif kıldırsın. Çünkü cemaat arasında, hasta, zayıf ve ihtiyaç sahibi kimseler bulunur.” 23 buyurarak namazda dengeyi sağlayamayan kimseleri uyarmıştır. Kendisi de namazını ve hutbesini orta uzunlukta tutarak ashâbına örnek olmuştur.24 Onun için Tâif"e vali olarak gönderdiği Osman b. Ebu"l-Âs"a, namazı hafif kıldırması ve insanları, içlerindeki en zayıfına göre değerlendirmesi tavsiyesinde bulunarak25 ibadette itidalden ayrılmaması gerektiğine dikkat çekmiştir.
Peygamber Efendimiz, namazları fazla uzatmayı hoş görmediği gibi alelacele baştan savma bir şekilde kılınan namazın kabul olmayacağını da belirtmiştir. Bir defasında hızlı hızlı namaz kılıp yanına gelen Hallâd b. Râfi" isimli sahâbîye26 kıldığı namazı aslında kılmış olmadığını,