kurtarır. Kim de Allah"ın hoşnut olmayacağı (bir konuda) insanların beğenisini elde etmek isterse, Allah onu o insanlar(ın insafın)a terk eder." 4 buyurmaktadır. Unutmamak gerekir ki Allah rızası için bir şey yapanı insanlar da sever ve metheder. İnsanların bu iltifatı ise mümine cenneti dünyadayken müjdeleyen bir mükâfattır.5
Birçok âyet ve hadiste, “dini Allah"a has kılarak (ihlâs ile) kulluk yapılması” 6 yani ibadet ve amellerin gösterişten, riyadan uzak tutulması emredildiğine göre, hasbî davranan için en büyük karşılık cennet ve nimetlerinden önce Rabbin rızasıdır. Bir hadiste, “Niyeti olmayanın ameli nasıl makbul değilse, burada Allah rızası için olmayan (karşılığı Allah"tan beklenmeyen) amelin de sevabı yoktur.” buyrulmaktadır.7 Allah"ın rızasının her şeyden üstün olduğu Kur"an"da şöyle ifade edilmektedir: “Allah, mümin erkeklere ve mümin kadınlara, içinde ebedî kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler vaad etti. Allah"ın rızası ise hepsinden büyüktür. İşte büyük kurtuluş budur.” 8 Buna mukabil, Allah"ın hoşnutluğunun gözetilmemesinin hazin sonunu yine O"nun âyetlerinden okuyalım: “Allah"ın hoşnutluğunu gözetenle Allah"ın gazabına uğrayan bir olur mu hiç? Sonuncusunun yeri cehennemdir. Cehennem ise, ne kötü bir varış yeridir” 9
İnananları en yüce mertebeye, Allah"ın rızasına ulaştıran hasbîlik, insanları Allah"a davet uğrunda büyük sıkıntılara maruz kalan birçok peygamberin dilinde en değerli ifadesini bulmuştur: “Buna (tebliğ görevime) karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ecrimi verecek olan, ancak âlemlerin Rabbidir.” 10 Yine Rahmet Elçisi"ne (sav), “Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir.” 11 demeyi telkin eden ilâhî öğüt de hasbîliğin en güzel özetidir.
Gerçek anlamda hasbî olan insan, hem toplum içinde, hem de yalnız başına kaldığı zamanlarda her işinde ilâhî rızayı dikkate alır ve Allah Resûlü"nün şu sözünü düstur edinir:“...Allah ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan işleri kabul eder.” 12 Nitekim Sevgili Peygamberimiz, bu çerçevede, sadece sürüsüyle ve tabiatla baş başa olduğu hâlde namazını ihmal etmeyip güzelce eda eden bir çobanın mazhar olduğu ilâhî iltifatı şöyle dile getirmektedir: “Rabbiniz der ki; "Şu kuluma bir bakın! Sırf benden sakınarak ezanını okuyup namazını kılıyor, ben de onu affettim ve cennetime koydum."” 13 Allah Resûlü bir başka hadisinde de, “Müslüman bir kul Allah"ın rızasını umarak namaz kılarsa, tıpkı ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi günahları dökülür.” buyurmaktadır.14 Sadece “Allah için” olduktan sonra, namazın