kendisi gibi, uğruna atılan adımlar da büyük bir ecir kaynağıdır. Yeter ki bu adımlar ilâhî rızayı kazanma amacıyla atılsın. Übey b. Kâ"b, evi Mescid-i Nebî"ye uzak olmasına rağmen Resûlullah (sav) ile birlikte kılınan hiçbir namazı kaçırmayan ensardan bir zâtın durumuna üzüldüklerini ve bu yüzden sıcak havalarda ve karanlıkta mescide rahat gelebilmesi için bir merkep satın almasını tavsiye ettiklerini söyler. Adamın, “Vallahi, evimin mescide yakın olmasını istemem!” karşılığını vermesi üzerine Übey b. Kâ"b durumu Hz. Peygamber"e iletir. Medineli sahâbî, Resûlullah"a evinin mescide yakın olmasını istemediğini söylerken şu gerekçeyi dile getirir: “Mescide giderken ve ailemin yanına dönerken attığım her adım karşılığında Allah"tan ecir ve sevap umuyorum.” Bunun üzerine Nebî (sav), “Allah bütün bunları sana verdi. 15 Hakikaten, hesap ettiğin (Allah"tan umduğun) şey senindir.” buyurur.16 Gerçekten de hasbî olunduktan sonra her amelin Allah katında bir karşılığı vardır. Peygamberimizin müjdesine göre, müminin, karşılığını sadece Allah"tan bekleyerek yaptığı bir hasta ziyareti onu cehennemden fersah fersah uzaklaştırırken,17 bakmakla yükümlü olduğu ailesi için sevabını Allah"tan umarak yaptığı harcamalar, kendisi için birer “sadaka” olarak değerlendirilecektir.18
Bazı ibadetler vardır ki onlarda gösterişe mahal yoktur. Hasbîliğin en bariz şekilde ifadesini bulduğu bu ibadetlerin başında oruç gelmektedir. Zira oruçlunun, tenhada bir bardak su içmesine veya gizlice gidip bir şeyler yemesine kimse engel olamaz. Ancak o, aç da kalsa susuz da kalsa buna sırf Rabbi için katlanır. Burada gösterişe yol açabilecek bir husus da yoktur. Çünkü oruçlunun ne kadar aç ve susuz olduğunu sadece Allah bilir. Bu yüzdendir ki, Yüce Allah, “Oruç benim içindir. Onun mükâfatını ben veririm. (Çünkü oruç tutan kimse) nefsî arzularını, yemeyi ve içmeyi sırf benim için terk eder...” 19 buyurmaktadır. Ayrıca Hz. Resûl (sav), “Her kim inanarak ve karşılığını Allah"tan bekleyerek (ihtisâben) Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.” 20 buyurarak oruçluyu müjdelemektedir.
Başta namaz ve oruç olmak üzere her ibadetin “kulluk bilinciyle” yerine getirilmesi hasbîlik esasına dayanır. Ancak bazı amellerde hasbîliğin önemi daha da artmaktadır. Örneğin Peygamber Efendimiz, sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek derecede yardımlaşma hususunda gizliliğe riayet edenleri Allah Teâlâ"nın mükâfatlandıracağını bildirmektedir.21 Resûlullah"ın (sav) verdiği bu mesaj, hayırda yarışın, zaman zaman “isim yapma” ve “etiket” yarışına dönüştüğü günümüzde ayrı bir önem arz etmektedir.