Hadislerle İslâm Cilt 3 Sayfa 190

İnsanın mutluluğu elde etmesi, en başta nefsinin istek ve arzularını kontrol altına almasına bağlıdır. Ardından da bilgi ve kültür düzeyini yükseltmeli, ahlâkını güzelleştirmeli ve salih ameller yapmalıdır. Kişi, ancak bu şekilde olgunluk derecesine ulaşır ve mutluluğu elde eder. Tam aksine nefsinin istek ve arzularını kontrol altına almaz, nefsinin tutsağı hâline gelirse, böyle bir insan, Kur"an"ın ifadesiyle aşağıların aşağısına düşer29 ve sürekli kötülüğe davetiye çıkarır. Kur"an, böyle bir nefsi, “sürekli kötülüğü emreden” anlamında “nefs-i emmâre” olarak adlandırır.30 Artık böyle bir insan, Allah"ı unutmuştur. Allah"ı unuttuğu için kendi benliğini de unutmuştur.31 Sadece bedensel yetenekleri, arzuları, hırsları, dünyevî zevk ve tutkuları için yaşamaktadır. İnsanın arzu ettiği her şeye sahip olma hırsı tahmin edilenin aksine kişiye mutluluk değil mutsuzluk getirir. Zira terbiye edilmemiş bir nefis, insanın en büyük düşmanıdır. Nice kötülükler, eğitilmemiş nefislerin bitmek tükenmek bilmeyen arzu ve istekleri yüzünden işlenmektedir.

Peygamber Efendimiz bir gün minbere çıkmış, hem birinci basamakta, hem ikinci basamakta, hem de üçüncü basamakta “âmîn” demişti. Ashâb-ı kiram, “Ey Allah"ın Resûlü! Üç kere "âmîn" dediğini işittik, bunun hikmeti nedir?” diye sorunca Hz. Peygamber şöyle buyurmuştu: “Birinci basamağa çıktığım zaman, Cibrîl (as) bana gelip dedi ki: Ramazan"a yetişip de günahları bağışlanmadan bu ayı bitiren kul bedbaht olsun! Ben, âmîn, dedim. Sonra dedi ki: Ana ve babasına yahut bunlardan birine kavuşan bir kulu, bunlar (anne-babası) cennete koymamışsa, o kul bedbaht olsun! Ben, âmîn, dedim. Sonra dedi ki: Yanında sen anılıp da sana salât getirmeyen bir kul bedbaht olsun! Ben buna da âmîn dedim.” 32

Yine Hz. Peygamber Ci"râne denilen yerde Huneyn Savaşı"nda alınan ganimetleri taksim etmekte iken birden Zü"l-Huveysıra et-Temîmî adlı kişi Resûl-i Ekrem"e hitaben, “Adaletli ol!” deyince Peygamber Efendimiz, ona, “Eğer ben adalet etmezsem bedbaht olurum.” buyurmuştur.33

Hz. Peygamber bazen dualarında kötü hükümden, mutsuz olmaktan, düşmanların kendisine gülmesinden ve kötü hâlden Allah"a sığınmıştır.34 Bir hadisinde ise, “Rahmet, ancak şakîden çıkarılıp alınır.” 35 buyurmuştur. Şekâvet sahibi kimselerden, zalimlerden şefkat ve merhamet duyguları sıyrılıp çıktığı gibi bu hâllerinin cezası olarak da Allah Teâlâ onlara gerek dünyada gerekse âhirette merhamet etmez. Cezalarını çekerler. Çünkü Allah, ancak acıyıp merhamet edenlere rahmetini indirmektedir.

    

Dipnotlar

29 Tîn, 95/5.

ثُمَّ رَدَدْنَاهُ اَسْفَلَ سَافِل۪ينَۙ ﴿5﴾

30 Yûsuf, 12/53.

وَمَٓا اُبَرِّئُ نَفْس۪يۚ اِنَّ النَّفْسَ لَاَمَّارَةٌ بِالسُّٓوءِ اِلَّا مَا رَحِمَ رَبّ۪يۜ اِنَّ رَبّ۪ي غَفُورٌ رَح۪يمٌ ﴿53﴾

31 Haşr, 59/19.

وَلَا تَكُونُوا كَالَّذ۪ينَ نَسُوا اللّٰهَ فَاَنْسٰيهُمْ اَنْفُسَهُمْۜ اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ ﴿19﴾

32 EM644 Buhârî, el-Edebü’l-müfred, 224.

حدثنا عبد الرحمن بن شيبة قال أخبرني عبد الله بن نافع الصائغ عن عصام بن زيد وأثنى عليه بن شيبة خيرا عن محمد بن المنكدر عن جابر بن عبد الله : أن النبي صلى الله عليه وسلم رقى المنبر فلما رقى الدرجة الأولى قال آمين ثم رقى الثانية فقال آمين ثم رقى الثالثة فقال آمين فقالوا يا رسول الله سمعناك تقول آمين ثلاث مرات قال لما رقيت الدرجة الأولى جاءني جبريل صلى الله عليه وسلم فقال شقي عبد أدرك رمضان فانسلخ منه ولم يغفر له فقلت آمين ثم قال شقي عبد أدرك والديه أو أحدهما فلم يدخلاه الجنة فقلت آمين ثم قال شقي عبد ذكرت عنده ولم يصل عليك فقلت آمين

33 B3138 Buhârî, Farzu’l-humus, 15

حَدَّثَنَا مُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا قُرَّةُ حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ دِينَارٍ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ - رضى الله عنهما - قَالَ بَيْنَمَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقْسِمُ غَنِيمَةً بِالْجِعْرَانَةِ إِذْ قَالَ لَهُ رَجُلٌ اعْدِلْ . فَقَالَ لَهُ « شَقِيتَ إِنْ لَمْ أَعْدِلْ » . HS5/174 İbn Hişâm, Sîret, V, 174. والذى نفس محمد بيده لجعيل بن سراقة خير من طلاع الأرض كلهم مثل عيينة بن حصن والأقرع بن حابس ولكني تألفتهما ووكلت جعيل بن سراقة الى إسلامه اعتراض ذي الخويصرة المنافق على قسمته صلى الله عليه وسلم قال ابن اسحاق وحدثني ابو عبيدة بن محمد بن عمار بن ياسر عن مقسم أبي القاسم مولى عبد الله بن الحارث بن نوفل قال خرجت أنا وتليد بن كلاب الليثي حتى أتينا عبد الله بن عمرو بن العاص وهو يطوف بالبيت معلقا نعله بيده فقلنا له هل حضرت رسول الله صلى الله عليه وسلم حين كلمه التميم يوم حنين قال نعم جاء رجل من بني تميم يقال له ذو الخويصرة فوقف عليه وهو يعطي الناس فقال يا محمد قد رأيت ما صنعت في هذا اليوم فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم أجل فكيف رأيت فقال لم أرك فغضب النبي صلى الله عليه وسلم ثم قال ويحك إذا لم يكن العدل عندي فعند من يكون فقال عمر بن الخطاب يا رسول الله ألا أقتله فقال لا دعه فإنه سيكون له شيعة يتعمقون في الدين حتى يخرجوا منه كما يخرج السهم من لارمية ينظر في النصل فلا يوجد شيء ثم في القدح فلا يوجد شيء ثم في القدحج فلا يوجد شيء ثم في الفوق فلا يوجد شيء سبق الفرث والدم

34 M6877 Müslim, Zikir, 53.

حَدَّثَنِى عَمْرٌو النَّاقِدُ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ حَدَّثَنِى سُمَىٌّ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَتَعَوَّذُ مِنْ سُوءِ الْقَضَاءِ وَمِنْ دَرَكِ الشَّقَاءِ وَمِنْ شَمَاتَةِ الأَعْدَاءِ وَمِنْ جَهْدِ الْبَلاَءِ . قَالَ عَمْرٌو فِى حَدِيثِهِ قَالَ سُفْيَانُ أَشُكُّ أَنِّى زِدْتُ وَاحِدَةً مِنْهَا .

35 EM374 Buhârî, el-Edebü’l-müfred, 136.

حدثنا آدم قال حدثنا شعبة عن منصور سمعت أبا عثمان مولى المغيرة بن شعبة يقول سمعت أبا هريرة يقول : سمعت النبي صلى الله عليه وسلم الصادق المصدوق أبا القاسم صلى الله عليه وسلم يقول لا تنزع الرحمة إلا من شقى