sonra Allah"ı inkâr eden ve böylece göğsünü küfre açanlara Allah"tan gazap iner ve onlar için büyük bir azap vardır.” 10 âyeti nâzil oldu.11 Hatta bir başka âyette, kâfirlerden gelebilecek bir tehlikeyi savuşturabilmek için12 söyleyeceği bâtıl sözlerin dahi müminin imanına zarar vermeyeceği ifade edilmiştir. Çünkü Allah, insan fiillerini görünüşleriyle değil yapılışlarındaki niyetlerle birlikte değerlendirmektedir.
Kalpteki inanç ve niyet esastır. Bu ilkeye Hz. Peygamber, “Allah sizin dış görünüşlerinize ve mallarınıza bakmaz, bilakis kalplerinize ve amellerinize bakar.” 13 ifadesiyle dikkat çekmiştir. Bu hadiste Allah"ın kalp ve ameli peş peşe zikretmesi, bizi dış görünüşümüz ile değil, kalbimizdeki irade ve niyetle bir araya gelen teşebbüs ve eylemimizle değerlendirdiğini göstermektedir.
Yüce Allah insanların kalplerine, niyetlerine ve onları gerçekleştirmedeki azim ve kararlılıklarına bakar. Kişi, niyeti istikametinde bir iş veya davranışı gerçekleştirmeye kast etmişse, Yüce Allah onun bu teşebbüsünü mutlaka dikkate alır. Rahmet Elçisi bu konuyu örnek bir hikâyeyle şöyle anlatır: “İsrâiloğulları"nın içinde doksan dokuz kişiyi öldürmüş bir adam vardı. Bu adam pişman oldu ve kendisi için bir tevbe yolu olup olmadığını sormak için bir rahibin yanına gitti. Rahipten olumsuz cevap alınca onu da öldürdü. Yüz kişiyi öldürmenin pişmanlığını yaşayan katil, tevbe için yol aramaya devam etti. Danıştığı âlim bir zât onun için tevbe kapısının açık olduğunu söyledikten sonra şunları ekledi: "Seninle tevben arasına kim girebilir! Şöyle şöyle bir yere git. Orada Allah"a ibadet eden insanlar var. Sen de onlarla birlikte Allah"a ibadet et. Kendi topraklarına da dönme. Çünkü orası (seni suça sevk eden) kötü bir yerdir." 14 Adam köye doğru yola koyuldu ve yolun yarısına geldiğinde öldü. Azap ve rahmet melekleri adamın durumu hakkında tartıştılar. Ardından Allah"ın emriyle melekler adamın gitmek istediği köye mi yoksa geldiği yere mi yakın olduğunu ölçtüler. Adam köye daha yakın çıkınca Allah onu affetti.” 15 Şüphesiz bu temsilî anlatıda geçen adamın haktan yana tercihi ile niyet, azim ve teşebbüsü, Yaratan"ın affına vesile olmuş ve kurtuluşa ermesini sağlamıştır.
Resûl-i Ekrem"in, “Birbirine kılıç çeken iki Müslüman"dan, öldüren de öldürülen de cehennemdedir.” 16 hadisi de aynı şekilde yorumlanmaktadır. Hz. Peygamber"in bu sözünü duyan sahâbeden Ebû Bekre, ona şöyle sormuştu: “Ey Allah"ın Elçisi! Öldüreni anladım, peki ölen neden cehenneme giriyor?” Bunun üzerine Hz. Peygamber, “Çünkü o da arkadaşını öldürmeye azmetmişti.” şeklinde karşılık verdi.17 Burada ölen kişinin de azaba müstahak