Hadislerle İslâm Cilt 3 Sayfa 345

verecek derecede gösterilen yiğitliktir. Dehşet veren bir hadise anında ve olağanüstü hâller karşısında sabır ve sebat göstererek soğukkanlılığı koruyup endişeye kapılmadan sakin bir şekilde hareket etmektir. Müslüman"da bulunması gereken ve en çok da ona yakışan vasıflardır bunlar. Müslüman"a yakışır, zira Müslüman metanetini, azmini ve kararlılığını imanından alır; gevşemez, üzüntüye kapılmaz. İmanının onu üstün kılacağını, zafere eriştireceğini bilir.25

Cesaret ve şecaati ifade etmek üzere “şehamet” kelimesi de kullanılmaktadır ki yüreklilik, gözü peklik anlamlarının yanında, keskin zekâlılık ve anlayışlılık mânâlarını da ihtiva etmektedir. Dolayısıyla cesaret ve şecaatin temelinde akıl ve zekâ olmalıdır. Cesaretle duygusuzluk ya da akılsızlık karıştırılmamalıdır. Dolayısıyla sonuçları hesaba katılmaksızın girişilen cesaret faaliyetleri bile bile tehlikeye atılmak anlamına gelir ki bu, dinen hoş karşılanmaz. Dış tehlikelere karşı aşırı korkak olup pasif bir tavır takınmak ne kadar yanlışsa, tehlike karşısında haddinden fazla öfkelenip saldırgan davranmak da o kadar yanlıştır. Kontrolsüz öfke ve kızgınlık faydadan ziyade zarara yol açar. Ancak insanın öfke duygusunu aklın kontrolünde yaşatması ve yiğitlik erdemini geliştirmesi gereklidir. Zira hem kendi haklarını hem de zayıfların ve mazlumların hakkını korumak, ancak bu sayede mümkün olmaktadır.

Bunun yanında cesaret ve şecaat, büyüklük, şahsî üstünlük elde etme ve gösteriş gayesine de mâtuf olmamalı, ancak hak ve adaletin tesisi için izhar edilmelidir. Aksi takdirde önemsiz şeylere hizmet maksadıyla sergilenen cesaret değerini kaybeder. Bir adam Resûl-i Ekrem"e gelerek, "Bir kimse tarafgirlik duygusuyla savaşıyor, diğeri cesaret gösterisi için savaşıyor veya riya ve ikiyüzlülükten dolayı savaşıyor. Bunların hangisi Allah yolundadır?" diye sorunca, Efendimiz, "Kim Allah"ın sözü (tevhid inancı) yücelip hâkim olsun diye savaşırsa o, Allah yolundadır." 26 şeklinde cevap vermişti.

Cesaret ve şecaatin kaynağı insandaki “gazap/öfke” duygusudur. Bu duygu, infiale kapılma, öfke, hışım, aşırı hiddet, hoşa gitmeyen bir hadise karşısında intikam arzusuyla heyecanlanma ve saldırganlık hâlinin ifadesidir. Aslında bu duygu, kötüye kullanılmadığı takdirde, hâriçten gelen hücumları önlemek için itici bir kuvvet ve tedbirli olmaya yarayan bir güçtür. Zira insanın hayatını sürdürebilmesi ve dış tehlikelerden korunabilmesi için etkili bir güce ihtiyacı vardır. İşte bu güç, Allah tarafından kendisine verilen gazap kuvvetidir. Gazap, kalbin çarpmasını hızlandırır,

    

Dipnotlar

25 Âl-i İmrân, 3/139.

وَلَا تَهِنُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَاَنْتُمُ الْاَعْلَوْنَ اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَ ﴿139﴾

26 B7458 Buhârî, Tevhîd, 28

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ أَبِى مُوسَى قَالَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ الرَّجُلُ يُقَاتِلُ حَمِيَّةً وَيُقَاتِلُ شَجَاعَةً وَيُقَاتِلُ رِيَاءً ، فَأَىُّ ذَلِكَ فِى سَبِيلِ اللَّهِ قَالَ « مَنْ قَاتَلَ لِتَكُونَ كَلِمَةُ اللَّهِ هِىَ الْعُلْيَا ، فَهْوَ فِى سَبِيلِ اللَّهِ » . M4920 Müslim, İmâre, 150. حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَابْنُ نُمَيْرٍ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ قَالَ إِسْحَاقُ أَخْبَرَنَا وَقَالَ الآخَرُونَ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ شَقِيقٍ عَنْ أَبِى مُوسَى قَالَ سُئِلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنِ الرَّجُلِ يُقَاتِلُ شَجَاعَةً وَيُقَاتِلُ حَمِيَّةً وَيُقَاتِلُ رِيَاءً أَىُّ ذَلِكَ فِى سَبِيلِ اللَّهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ قَاتَلَ لِتَكُونَ كَلِمَةُ اللَّهِ هِىَ الْعُلْيَا فَهُوَ فِى سَبِيلِ اللَّهِ » .