harcamalar elbette insanlarda kin ve nefrete yol açabilir. Ve elbette İslâm Dini böyle bir durumu reddetmiş ve topluma ilgisiz bir şekilde kendi refahını düşünenleri en ağır biçimde eleştirmiştir: “...Zulmedenler ise kendilerine verilen refahın peşine düştüler...” 19
Bu açıdan israf, İslâm"ın toplumsal hedefleri bakımından da mahzurlu görülmüş ve yasaklanmıştır. Öyleyse neyin israf olduğuna ilişkin bir ölçüyü daha tespit edebiliriz: “İnsanın toplum içinde diğerlerinden üstün olduğu düşüncesine kapılmasını sağlayan maddî harcamalar israftır.” Zira Müslüman"dan, toplumun fertlerinden biri olması istenir, kendini toplumdan farklı gören ve topluma tepeden bakan bir kişi olması değil. Peygamberimizin gümüş kaptan içmeyi20 ya da altın ve ipek gibi pahalı eşyaları kullanmayı yasaklamasının21 nedenlerinden biri de bu olmalıdır.
Şüphesiz israf konusundaki bilinçlendirme sadece mal ya da servet alanında değil her türlü nimetin kullanılmasında söz konusudur. Peygamberimiz, özellikle iki nimetin israf edilmemesini şu şekilde tembihler: “İki nimet vardır ki insanların çoğu onlar(ı değerlendirme) hususunda aldanmıştır: Sağlık ve boş vakit.” 22 Rabbimizin bu iki ikramının verimli kullanılmasını öğütlenmesi, hiç kuşkusuz diğer pek çok nimeti elde etmenin bu ikisine bağlı olmasıyla ilgilidir.
Diğer yandan günah işlemek de haddi aşmaktır. Çünkü Allah"ın koyduğu sınırlara uyması gereken kul, helâl çizgisini aşıp haramlara dokunmuştur.23 Tıpkı Resûlullah"a gelen şu insanlarda olduğu gibi: Müşriklerden olan bir grup, çok adam öldürmüş ve zina etmişlerdi. Peygamberimize gelerek, “Duyurmakta ve kendisine davet etmekte olduğun şey şüphesiz çok güzel. Fakat bir de işlediğimiz bunca günah için bir kefaret bulunduğunu bize haber versen!” dediler. Bunun üzerine şu âyet nâzil oldu: “De ki: Ey kendileri aleyhine israf eden (haddi aşan) kullarım! Allah"ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları bağışlar. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” 24 Bu insanlara “israf eden kullar” şeklinde hitap edilmesi, günahlarda aşırı gitmelerinden dolayı idi şüphesiz.
İsraf —hangi şekilde tezahür ederse etsin— insanın kendisine kötülük etmesidir; ölçüsüz ve bilinçsiz bir şekilde kendisini tüketmesidir. Bu, bazen sahip olduklarını ölçüsüz tüketme, bazen kul hakkı yeme,25 bazen de kibre kapılma şeklinde belirir. İnsan kibirlendikçe israf etmekte, israf ettikçe de malı küçülmektedir. Mal israfıyla ilgili en çarpıcı uyarıların infak