sonrası), Resûlullah"a bir grup esir getirildi. İçlerinden bir kadın telaş içinde esirler arasında yavrusunu arıyordu. Sonunda bir çocuk buldu ve onu kucaklayıp bağrına bastıktan sonra emzirmeye başladı. Durumu gören Hz. Peygamber yanındakilere, “Bu kadının çocuğunu ateşe atacağına inanır mısınız?” diye sordu. Onlar da, “Hayır.” diye cevap verdiler. Bunun üzerine Peygamber (sav), “Bilin ki, Allah"ın kullarına olan rahmeti, bu kadının çocuğuna olan şefkat ve merhametinden çok daha fazladır.” 8 buyurdu.
İnsanlığın en mükemmel ferdi olan Hz. Peygamber"in (sav) en belirgin özelliği, onun Merhamet ve Şefkat Peygamberi olmasıdır.9 İnsanların onun etrafında toplanmalarına sebep de yine bu duygudur.10 Merhameti var eden Allah, Peygamberini merhamet duygusu ile bezemiş, müminlerin de bu meziyetle süslenmelerini ve şefkati birbirlerine tavsiye etmelerini emretmiştir.11
Kur"an ahlâkını benimseyen ve Resûlullah"ın örnek kişiliği ile kendi tavır ve davranışlarına yön veren müminler, birbirlerine karşı merhametli olmalıdır. Peygamberimizin anlatımıyla “Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer.” 12
İman ile merhamet arasında doğrudan bir ilişki vardır. Allah"a imanı olan kişi, Allah"ın yarattıklarına karşı merhamet duygusu besler. Merhametli olmak dar bir alanla sınırlı değildir. Hz. Peygamber (sav), Allah"ın, ancak merhamete değer veren kullarının kalbine merhameti koyacağını hatırlatınca sahâbîler, “Ey Allah"ın Elçisi, hepimiz birbirimize karşı merhametliyiz.” demişlerdir. Halbuki Hz. Peygamber, buradaki merhametten maksadın, sadece kişinin arkadaşlarına olan merhameti olmayıp bilakis bütün insanlara karşı gösterilmesi gereken merhamet olduğunu ifade etmiştir.13
Yine şefkatli Nebî, “...Yeryüzündekilere merhamet edin ki, Allah da size merhamet etsin.” 14 buyurarak, merhametin kapsamının çok geniş olduğunu ifade etmiştir. Bu itibarla merhamet duygusunu, insanlara, müminlere, iyi kimselere veya fakirlere gösterilen merhamet diye kayıtlamamıştır. İnsan, yeryüzündekilere merhamet etmekle Allah"ın rahmetine nail olma noktasında kendisi için yatırım yapmış olmaktadır. Mahlûkata karşı merhamet, kalbin rikkati ve inceliğidir. Kalpteki bu yumuşaklık ise imanın alâmetidir. Öyleyse kim bu hassasiyet ve incelikten nasipsiz ise, o bahtsız ve bedhahtır.15
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Peygamber (sav),16 “Merhametliler (var ya!)... Rahmân, işte onlara merhamet eder. Siz yeryüzündekilere