Kültürleri oluşturan unsurların başında gelen dil, Hz. Âdem"den beri ortak düşünebilmenin aracı olagelmiştir. Toplumları ayakta tutan ana unsur, toplum bireylerinin ortak değerlere ve ortak düşünebilme yetisine sahip olmalarıdır. Dili oluşturan kavram ve isimler ise içinde bulundukları kültürlerin ürünüdürler. Ancak bu etki karşılıklıdır. Bir taraftan isimler kültüre ait unsurları barındırırken diğer taraftan da kendine özgü bir kültür yeni isimler ve yeni kavramlarla oluşturulur. Bu şekilde isimler, kültürlerin nesiller boyu aktarılmasını sağlayan birer araç olduğu için Hz. Peygamber isim, künye, lakap ve nesep şeklindeki isimlendirme şekillerini korumuş ancak câhiliye inanç ve kültürünü yansıtan isimlerin yerine tevhid inancını ve oluşturduğu ahlâkî yapıyı yansıtan yeni isimler kullanmış ve ashâbını da bu şekilde yönlendirmişti.
Allah"ın Resûlü Allah"a kulluğu çağrıştıran isimleri tavsiye etmiştir. Bu yüzden, “Allah"ın en çok sevdiği isimleriniz Abdullah ve Abdurrahman"dır.” 4 buyurmuş, Medine"ye hicretten sonra doğan ilk çocuğa5 “Abdullah” ismini vermiş,6 zaman içinde sahâbe arasında en çok yaygınlaşan isim de Abdullah olmuştur. Peygamber Efendimiz, “abd” (kul) ile başlayan isimleri kastederek, “Kulluğu ifade eden isimler, Allah katında en sevimli olanlardır.” 7 buyurmuştur. “Gözetip koruyan” anlamına gelen ve Allah"a ait bir isim olan Kayyûm adlı bir adamın adını, Abdülkayyûm (Kayyûm"un kulu) şeklinde değiştirmiştir.8 Yine rivayet edildiğine göre, Abdurrahman b. Avf"ın Müslüman olmadan önceki ismi Abdü Amr iken Allah Resûlü onun adını da değiştirmişti.9 Nitekim Kur"ân-ı Kerîm"de de “Allah"ın kulu”10 ve “Rahmân"ın kulları”11 şeklinde kullanımlar yer almaktadır.
Peygamber Efendimiz “abd” (kul) ile başlayan isimlerin verilmesini istediği gibi hakkı ve adaleti yaymak üzere gönderilen peygamber isimlerini de tercih ediyordu. Oğlu İbrâhim doğduğunda, “Bu gece bir oğlum doğdu; ona atam İbrâhim"in adını verdim.” buyurmuştu.12 Abdullah b. Selâm"ın oğlunu kucağına almış, başını okşamış ve ona bereket için dua ederek Hz. Yusuf"un güzel ismini vermişti.13
Peygamberlerin içinde ismi verilmesi gerekenlerin başında Kutlu Nebî"nin Muhammed ve Ahmed isimleri gelmekteydi. Nitekim o da (sav), “Benim adımı koyun fakat künyemi kullanmayın.” 14 buyurarak isminin kullanılmasına izin vermişti. Künyesinin kullanılmasını istememesinin nedeni ise karışıklığı önlemeye yönelikti. Bir keresinde bir adam arkadaşına “Ebu"l-Kâsım!” diye seslenmiş, Peygamber Efendimiz de künyesini