Umâre"nin bu sitemkâr sorusunun akabinde Ahzâb sûresinin otuz beşinci âyeti nâzil oldu:26 “Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar, taata devam eden erkekler ve taata devam eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevazı erkekler ve mütevazı kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar, Allah"ı çok zikreden erkekler ve çok zikreden kadınlar var ya; işte Allah, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.” 27 Âyet, Cenâb-ı Allah"ın kadın olsun erkek olsun iman ve itaat eden herkese mağfiret ve mükâfat vereceğini açıklamakta, kadın ve erkek arasında Allah katında bir fark gözetilmediğini vurgulamakta idi.
Hanımlar sosyal hayata dair sorunlarını Resûlullah"a rahatlıkla danışmaktaydılar. Hz. Peygamber"in eşlerinden Ümmü Seleme de Ümmü Umâre"nin sorusuna benzer bir soruyu Resûlullah"a sormuş, “Ey Allah"ın Elçisi, erkekler cihada katılıyor, kadınlar olarak biz katılmıyoruz ve miras payımız da erkeklerin yarısı kadar.” demişti. Bunun üzerine Nisâ sûresinin otuz ikinci âyeti nâzil oldu.28 Bu âyette Cenâb-ı Allah, hem kadınlara hem de erkeklere hitaben her birine diğerinde olmayan birtakım üstünlükler verildiğini, karşı cinste olup da kendilerinde olmayan üstünlüklere göz dikmemeleri gerektiğini vahyetti.29 Resûlullah o gün minbere çıkıp ümmetine, “Doğrusu Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar...” diye başlayan Ahzâb sûresinin otuz beşinci âyetini okudu.30
Resûlullah döneminde hanımlar, toplum hayatının en meşakkatli, en zor ve en tehlikeli alanı olan savaşlarda dahi yer alıyorlardı. Ümmü Umâre el-Ensâriyye olarak da bilinen Nesîbe bnt. Kâ"b, ikinci Akabe Biati"nde bulunmuş ensar hanımlarından biriydi.31 Daha sonra Uhud Gazvesi"ne de katılan Nesîbe, bu gazve esnasında eşi ve oğlu ile birlikte Resûlullah"a siper olmuş, Peygamber"in yanından hiç ayrılmamış, onu muhafaza etmek uğruna on iki yerinden yara almıştı. Resûlullah o gün hangi yöne dönse Nesîbe"nin ona siper olup savaştığını anlatmış, Nesîbe için, “Bugün Nesîbe"nin makamı falanca ve filancanın makamından hayırlıdır.” buyurmuştu. Bu güzide hanım Hudeybiye"de, Hayber"in fethinde bulunmuş, kaza umresine ve Huneyn Gazvesi"ne iştirak etmişti. Resûlullah"ın vefatından sonra da Yemâme Savaşı"nda yer almış, bu savaşta on iki yerinden yaralanmış ve eli kopmuştu.32
Savaşlarda Nesîbe gibi bizzat çatışmanın içinde yer alanlar olduğu gibi geri hizmette görev yapan hanımlar da vardı. Ümmü Atıyye el-Ensâriyye,