isterim.” dedi Beşîr.4 Allah Resûlü, eliyle Beşîr"in saçlarını okşadı, kucakladı, bağrına bastı. Ne hoş bir tecellidir ki Allah Resûlü"nün ilgisi ve duası vesilesiyle Beşîr"in dilindeki kekemelik geçiverdi. Ayrıca Beşîr yaşlanıp da saçları ağardığı zaman Allah Resûlü"nün o gün mübarek elinin değdiği kısımlar hâlâ siyahtı.5
Allah Resûlü şehit yavrusu Beşîr"i kucaklamış, hayattaki yalnızlığını dağıtmış, ona yetim kaldığını unutturmuştu. “Yetim”, Arapçada “yalnız, tek başına” demekti. “Yavaş giden, geride kalan” gibi bir mânâsı daha vardı yetimin. Yetim kelimesinin “gaflet ve şaşkınlıktan” geldiğini söyleyenler de vardı6 ama Allah Resûlü"nün yanında gafil olunur muydu hiç?
İslâm"ın ilk yıllarıydı ve ardı ardına inen âyetler inananlara yetim hakkını hatırlatıyordu:
“Hayır, hayır! Yetime ikram etmiyorsunuz.” 7
“Seni yetim bulup da barındırmadı mı?” 8
“Sakın yetimi aşağılama!” 9
“Gördün mü, o hesap ve ceza gününü yalanlayanı! İşte o, yetimi itip kakan, yoksula yedirmeyi özendirmeyen kimsedir.” 10
Ca"fer... Peygamberimizin amcasının oğlu. Efendimiz ona “kardeşim” derdi.11 Beklemişti Allah Resûlü. Ca"fer"in ailesine üç gün zaman vermişti, içlerindeki üzüntü gözyaşlarıyla aksın, biraz olsun sakinleşsinler diye. Babaları Mûte Savaşı"nda şehit düşmüştü.
Allah Resûlü, Ca"fer"in derin bir hüzne boyanmış olan evindeydi. “Bugünden sonra kardeşime ağlamak yok.” diye söze başladı. Sonra, “Getirin bana kardeşimin çocuklarını.” dedi. Ca"fer"in oğlu Abdullah, kendisi anlatıyor: “Bizi getirdiler, Allah Resûlü"nün karşısında dizildik. Kuş yavruları gibiydik.” diye...12
Allah Resûlü, beklenmedik bir şey yaptı. Hayatın aktığına bir alâmet olsun, üzüntü ve kahırdan saçları darmadağın olmuş bu yetimlerin yüzleri açılsın, ışıl ışıl parlasın diye berber çağırdı. O an bir berberin çocukların saçını kesmesi en son düşünülecek şeydi sanki...
Allah Resûlü, çocukların saçlarını kestiriyordu, yarın bayrammış gibi...
Allah Resûlü"nün aralarını hafifçe açtığı işaret ve orta parmaklarını göstererek ashâbına seslenişi, tüm canlılığıyla gözlerimizin önünde duruyor: “Ben ve yetime kol kanat geren kimse cennette böyle (yan yana) olacağız.” 13 Peygamber Efendimiz, gönüller anlasın, gözler canlandırsın diye dünyada bir yetimi kollayan, onun derdine ortak olup sofrasında yetimle ekmeğini