İbnü"l-Lütbiyye, topladığı zekâtlar ile birlikte Peygamberimizin huzuruna gelmiş ve “Bu sizin payınız; bu ise bana verilen hediyelerdir.” demişti. Hz. Peygamber ise onun hediye almasını hoş görmemiş, aldığı hediyelerin zekât memuru olduğu için verildiğini ima ederek, “Anne babanın evinde otursaydın bu hediye sana verilir miydi, verilmez miydi?” buyurmuş,24 böylece zekât memurlarının hediye adı altında rüşvet almasının yolunu kapatmıştır.
Allah Resûlü"nün idarecilerden yapmalarını istediği bir diğer husus, yönetimi altındakilere iyi davranmalarıdır. İdarecilerden, bu görevi bir “emanet” yani sorumluluk olarak görmelerini isteyen Sevgili Peygamberimiz, bu emaneti üstlenen kişinin halka kötü davranma hakkı olmadığı kanaatindedir. Nitekim Allah Resûlü kendisine biat eden ashâbına asla kötü muamele etmemiş, onlara güç yetirebileceklerinden fazlasını yüklememiş ve biatlerinin gereğini “gücünüz yettiğince” kaydını koyarak yerine getirmelerini istemiştir.25
Abdullah b. Mes"ûd Sevgili Peygamberimizin bu yöndeki tavrını, “Biz Hz. Peygamber (sav) ile birlikte bulunurduk. Kendisi bizi hiçbir konuda zorlamazdı, sadece bir kere söylerdi ve biz onu yapardık.”26 sözleriyle özetlemiştir. Peygamber (sav) aynı yaklaşımı idarecilik görevi verilenlerden de beklemiştir. Bir gün Allah Resûlü Hz. Âişe validemizin yanında, “Allah"ım, bir kimse ümmetimin yönetimi konusunda bir vazife alır da onlara zorluk çıkarırsa sen de ona zorluk çıkar! Bir kimse ümmetimin yönetiminde görev alır da onlara hoş muamele ederse, sen de ona hoş muamele eyle!” diyerek Allah"a yalvarmıştır.27
İdareciliğe getirilen kişinin halkın problemleriyle ilgilenmesi beklenir. Çünkü Allah Resûlü"nün sünnetine göre idarecilik, halk için sorumluluğu üstlenmeyi, onlar için gayret etmeyi gerektirir. Allah Resûlü"nün idarecilerden yapmalarını istediği hususlardan biri de yönetimindekiler için çalışmalarıdır. Nitekim Sevgili Peygamberimiz, “Müslümanların idaresini üstlenip de onlar için çalışmayan ve onları doğruya yönlendirmeyen yönetici, onlarla birlikte cennete giremez.” buyurmaktadır.28
Allah Resûlü"nün yöneticilerden yapmalarını istediği bir diğer husus, sorumlulukları altındakileri kollayıp gözetlemeleridir. Allah"ın idareciyi emri altındakileri gözetmekle mükellef kıldığını belirten Allah Resûlü, bu görevini yerine getirmeyenlerin âhiret yurdunda büyük hüsrana uğrayacaklarını şöyle belirtmiştir: “Allah"ın, bir gruba yönetici yaptığı kişi, o grubu doğruya yönlendirmek için çaba sarf etmezse, cennetin kokusunu dahi alamaz.” 29