âyetiyle de insanların idarede, yargıda ve bütün insanî ilişkilerinde adalet ölçülerine göre hareket etmelerini istemiştir.
Şu veya bu hakkı çiğneyerek zalim vasfı kazanan bir insan, âhiret günü bu zulmünün karşılığı olan azapla karşılaştığında, sahip olduğu her şeyi hatta yeryüzünde bulunan bütün zenginlikleri bu azaptan kurtulmak için vermek isteyecektir. Ancak yüce mahkemenin tavrı bellidir: “Aralarında adaletle hükmolunur ve onlara zulmedilmez. Yine bilesiniz ki, Allah"ın vaadi haktır, fakat onların çoğu bilmez.” 19
Allah"ın verdiği söz, hassas bir denge ve adalettir: “Yeryüzü, Rabbinin nuru ile aydınlanır, kitap konulur, peygamberler ve şahitler getirilir ve aralarında hakkaniyetle hüküm verilir. Onlara asla zulmedilmez.” ,20 “Biz, kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. Artık kimseye, hiçbir şekilde haksızlık edilmez. (Yapılan iş), bir hardal tanesi kadar dahi olsa, onu (adalet terazisine) getiririz. Hesap gören olarak biz (herkese) yeteriz.” 21
Kişinin başkalarına karşı olduğu gibi bizzat kendisini ilgilendiren meselelerde bile istediği veya kendi düşünceleri doğrultusunda dilediği gibi sınırsız ve ölçüsüz davranma hakkı yoktur. Kişi, kendine karşı da âdil olmalıdır. İnsanın yaptığı ibadetler dahi bu çerçeveye dâhildir. Kişinin, üzerinde bizatihi kendi nefsinin hakkı vardır, Rabbinin hakkı vardır, misafirinin hakkı vardır, ailesinin hakkı vardır ve her hak sahibine hakkını verme yükümlülüğü vardır.22
Özellikle eşlerin birbirleri üzerindeki haklara riayet etmeleri, haksızlık etmemeleri gerekir. Hz. Peygamber"in bu konuda ne kadar hassas olduğu birçok rivayette dile getirilmiştir.23 Çünkü adalet bilincinin oluştuğu ilk yer şüphesiz ailedir. Cinsiyet farkı gözetilmeksizin bütün aile bireylerinin maddî ve mânevî gereksinimlerinin Allah"ın belirlediği adalet ölçüleri içinde karşılandığı bir ailede yetişen insanlar, hayatları boyunca âdil davranmaya namzettir. Bunun içindir ki Allah Resûlü, “Allah"tan hakkıyla sakının!” diye başladığı uyarının hemen peşinden, “Çocuklarınız arasında adaletli davranın.” 24 buyurmuştur. Çünkü Allah korkusu ile adalet komşudur, yan yanadır, birbirinin tamamlayıcısıdır. Yine Hz. Peygamber"in verdiği müjdeye göre bu hassasiyete sahip ana babalara verilecek karşılık ise doğrudan cennet olacaktır.25
Adalet duygusunun filizlendiği yer olması açısından aile ocağı ve buradaki tasarruflar Allah Resûlü"nün özel dikkat gösterdiği hususlar olmuş, o (sav) hakkaniyete uygun olmayan davranışları asla onaylamamıştır.