ailesine türlü türlü eziyetler yapıldı. Bu aileyi kızgın kumlara yatırıp, günlerce aç susuz bıraktılar. Bedenlerini korlarla dağlayıp, sopalarla dövdüler. Hz. Peygamber bir defasında onlara işkence yapılırken gördü ve “İmrân Ailesi"ne ve Yâsir Ailesi"ne müjdeler olsun! Sizin kavuşacağınız yer cennettir.” 15 buyurdu. Sümeyye, Ebû Cehil tarafından hunharca katledildi.16 Kocası Yâsir aynı şekilde işkencelerle can verdi. Oğulları Ammâr b. Yâsir ise işkence altında bitkin düşmüşken müşriklerin zor kullanması sonucu onların taptığı ilâhlar hakkında olumlu sözler söyleyerek kurtulabildi. Daha sonra Peygamber Efendimize durumu anlatınca o, “Tekrar ederlerse sen yine böyle söyle!” diyerek Ammâr"ı teskin etti.17 Nitekim Resûl-i Ekrem, “Ammâr iliklerine kadar iman ile doludur.” diyerek onu övmüştü.18
Habbâb b. Eret"in ticarî hayatına yönelik saldırılar yapıldı. Müşrikler ona olan borçlarını ödemediler. Hatta alacağını istemek için gelen Habbâb"a, Âs b. Vâil, tekrar dirilip mal sahibi olunca borcunu ödeyeceğini ifade ederek onu ve İslâm"ı alaya aldı.19 Müslümanları zorluklarla dolu boykot yıllarını yaşamaya maruz bıraktılar. Toplumdan tecrit ettiler. Ayrımcılık yaptılar. Aç ve susuz bıraktılar. Diğer insanlarla görüşmelerine, ilişki kurmalarına, evlenmelerine engel oldular. Alışveriş yapmalarına izin vermediler. Hicrete ve göçe mecbur bıraktılar. Tehdit ettiler. Hakaret ettiler. Acımasızca katlettiler. Fakat on üç yıllık Mekke döneminde, her türlü zulüm ve işkence altında inleyen Müslümanlara Hz. Peygamber, şiddete şiddetle karşılık vermelerini değil, şiddete büyük bir sabır ve metanet göstermelerini tavsiye etti. Mekke"de inen âyetler, hep sabra vurgu yapmaktaydı. Bu nedenledir ki Son Nebî zalimlere uymadı, hakaretleri duymadı. Mazlumların âhını işittikçe onları teselli ve teskin etti. Onları tahrik etmek yerine yatıştırdı. Onları zayi etmek yerine güzelce yetiştirdi. Önceki kavimlerden iman edenlerin bedenlerinin testere ile ikiye bölünmesi, demir taraklarla etlerinin kemiklerine kadar taranarak sıyrılmasının dinlerinden döndürmediğini ifade etti. Hatta o, San"a"dan kalkan birinin Hadramevt"e kadar hiçbir şeyden endişe etmeksizin ve korkmaksızın gidebileceği bir şekilde dinin yayılıp kemale ereceğini bildirerek, Müslümanlara ümit bahşetti.20 Böylece onlara aceleci olmamaları gerektiğini bildirdi. Yine Hz. Peygamber"den müşriklere beddua etmesi istendiğinde, “Ben lânetçi olarak gönderilmedim.” 21 buyurdu. Hz. Peygamber, hicretin ardından Medine"de, hem dinî hem de siyasî bakımdan lider konumuna geldiğinde, bu sefer otoritesini insanlara karşı şiddetle muamele etmek üzerine değil inancına ve