iletmiş, insanlığın Peygamberi ise Medineli sahâbînin bu yaptığına çok öfkelenmişti.38 Yine bir keresinde ganimet develerini çalanların peşine düşüp onları geri getiren Seleme b. Ekvâ"ın, develeri çalanların üzerine askeri birlik gönderilmesini istemesi üzerine, “Ey Ekvâ oğlu! Sen alacağını aldın, onları affet, şiddete başvurma!” buyuran Hz. Peygamber, kime karşı olursa olsun şiddete başvurmayı yasaklamıştır.39
Peygamber Efendimiz, barış dönemlerinde toplumun huzurunu zedeleyen ve insanların onurunu rencide eden şiddete izin vermediği gibi savaş meydanlarında da Müslümanların şiddete başvurmalarına izin vermemiştir. Düşmanla karşılaşıldığında önce onlarla anlaşma yollarının aranmasını isteyen Hz. Peygamber, anlaşma sağlanamayıp savaş çıktığında ise savaşan askerlerin dışında kalan kadın, çocuk40 ve din adamları41 gibi sivillere müdahale edilmemesini emretmiştir. Allah Resûlü, kendisi zaten bir şiddet olan savaşı mümkün olan en dar alanda tutmayı hedeflemiş, o dönemde savaşlarda yaygın olan müsle uygulamasını, yani öldürülenlerin organlarının kesilmesini de yasaklamıştır.42
Şiddet denilince akla ilk gelen şey, fiziksel taciz olmakla birlikte, bunun dışında şiddetin bir de psikolojik ve mânevî olanı vardır ki onun insan üzerinde meydana getirdiği tahribatın telâfisi çok daha zordur. İnsana hakaret etmek, onu aşağılamak ve sözle veya değişik işaretlerle onunla alay etmek psikolojik şiddet türlerindendir. İnsanın kişilik gelişimini engelleyen ve onu mânevî baskı altında tutan bu tür davranışlar kabul edilemez. Yüce Allah, “İnsanları arkadan çekiştirip, kaş göz hareketleriyle alay edenlere yazıklar olsun!” 43 âyetiyle, kaş göz hareketleri ve benzeri işaretlerle de olsa insanlarla alay etmeyi, onları ayıplamayı, başkalarına kusur ve eksiklik isnat ederek toplumda küçük düşürmeyi yasaklamıştır.44
“Hayâ imandandır, iman ise kişiyi cennete götürür. Kötü söz söylemek insanlara sıkıntı verip onları incitir. Sıkıntı vermek ise kişiyi cehenneme götürür.” 45 hadis-i şerifi de insanları sözle incitmenin, onlara eziyet etmenin Müslüman"ın özelliklerinden olmadığını belirtmektedir. Zühd ve takvası ile meşhur hadis âlimi Abdullah b. Mübârek de güzel ahlâkı, “Güler yüzlü olmak, iyilikleri yaymak ve eziyetlere engel olmak.” şeklinde nitelemiştir.46
İnsana hakaret etmek ve onu hakir düşüren davranışlara maruz bırakmak dinimizin asla kabul etmediği bir şeydir. Yüce Allah"ın şerefli kıldığı insanın değerini düşüren ve onurunu rencide eden davranışlar iyi