fidye karşılığı serbest bırakmak istemesinin gerisinde, onların İslâm"a girmelerini ümit etmesi yatmaktaydı.13 Peygamberliği boyunca yaptığı tüm savaşlarda çok az miktarda can kaybının olması onun insan hayatına verdiği değeri göstermektedir. Peygamber Efendimizin hayatı boyunca gerek kendisinin ve gerekse göndermiş olduğu komutanlarının yapmış oldukları savaşlarda bu kadar az insan kaybının olması, Rahmet Elçisi"nin savaşa dair birtakım kuralların gözetilmesinde titiz davranmasına bağlıdır. Bu kuralların başında, karşı tarafın İslâm"a davet edilmesi, kabul ettikleri takdirde onlarla savaşılmaması hususu gelmektedir. Toplu olarak İslâm"a giren yahut Müslümanların hâkimiyetini kabul eden gruplar ile savaşılamayacağı gibi savaş esnasında karşı taraftan ferdî olarak teslim olanlara, bir şekilde İslâm"ı seçenlere yahut Müslümanlığını ifade etmek üzere gelip selâm verenlere dokunulmaması ve saldırılmaması savaşın en önemli kaidelerindendir.
Düşmanla ilişkilerde dahi güven ve emniyet unsurunu zedelememek müminin mücadelesinin temel kuralları içinde yer almaktaydı. Peygamber Efendimizin zamanında, koyunlarını otlatan bir çoban yolda müminlerden cihada çıkan bir bölük ile karşılaşmış ve onları barış ve esenlik dilekleriyle selâmlamıştı. Ancak düşman tarafında olan bu adam, canını ve malını kurtarmak amacıyla selâm verdiği düşünülerek öldürülmüş ve malları Hz. Peygamber"e getirilmişti. Bu durum ise Yüce Allah"ın, “Ey iman edenler! Allah yolunda sefere çıktığınız zaman, gerekli araştırmayı yapın. Size selâm veren kimseye, dünya hayatının geçici menfaatine (ganimete) göz dikerek, "Sen mümin değilsin." demeyin. Allah katında pek çok ganimetler vardır. Daha önce siz de öyle idiniz de Allah size lütufta bulundu (Müslüman oldunuz). Onun için iyice araştırın. Çünkü Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.” 14 âyeti ile eleştirilmişti.15
Yüce Allah Sevgili Resûlü"ne, “Eğer Allah"a ortak koşanlardan biri senden sığınma talebinde bulunursa, Allah"ın kelâmını işitebilmesi için ona sığınma hakkı tanı. Sonra da onu güven içinde olacağı yere ulaştır. Bu, onların bilmeyen bir kavim olmaları sebebiyledir.” 16 buyurmuş ve “Onlar size dürüst davrandıkları müddetçe siz de onlara dürüst davranın.” âyeti ile bu güvenin sınırlarını çizmiştir.17 Yine Kur"ân-ı Kerîm"in, “Allah, sizinle din uğrunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve onlara âdil davranmanızı yasaklamaz. Çünkü Allah, adaletli olanları sever. Allah, sizi ancak, sizinle din konusunda savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için destek